“Epiktetos için mutlu bir yaşam, erdemli bir yaşamla bir
ve aynı şeydir. Mutlu olmak ve yaşamı dolu dolu yaşamak, doğru şeyler yapmanın
doğal sonuçlarıdır.” (s.2)
“Koşullar sizin beklentilerinize uygun gelişmeyebilir.
Olaylar kendi kurallarına uygun olarak ortaya çıkarlar. İnsanlar oldukları gibi
davranırlar. Şu anda gerçekten neyle karşılaşmışsanız onu kucaklayın.
Gözlerinizi açın. Her şeyi gerçekte oldukları gibi görün.
Böylece kendinizi sahte bağlılıkların acısından kurtarabilir ve kaçınabilir
yıkımlardan koruyabilirsiniz.
Bağlı olduğunuz araçların ve sizi derin duygularla
kalplerinde yaşatanların vedikleri zevkler üzerine düşünün. Fakat unutmayın ki,
onların kendi karakterleri var ve bu bizim onlara nasıl saygı gösterdiğimizden
çok farklı bir konudur.
Bir alıştırma olarak, bağlı/bağımlı olduğunuz en küçük
şeyleri düşünün. Örneğin, çok sevdiğiniz bir çay fincanınız olduğunu farz edin.
Sonunda ne de olsa bir çay fincanıdır bu ve eğer kırılırsa üstesinden
gelebilirsiniz. Sonra da duygularınız ve düşüncelerinizle sıkı sıkıya
yapıştığınız şeyleri ya da insanları düşünün.
Anımsayın; örneğin çocuğunuza, kocanıza, karınıza
sarıldığınızda,ölümlü birine sarılmaktasınız. Dolayısıyla, eğer bunlardan
birisi ölürse bunu sakinlikle karşılamalısınız.
Bir şey olduğunda sizin güç alanınız içindeki tek şey,
ona karşı takındığınız tutumdur; onu ya kabul edersiniz ya da ona öfke
duyarsınız.
Bizi gerçekten korkutan ve umutsuzluğa düşüren şey,
dışımızdaki olayların kendileri değil, fakat bizim onlar hakkındaki
düşüncelerimizdir. Bizi rahatsız eden “şeyler” değil, onların anlamını
yorumlama biçimimizdir.” (s.11)
“Başkalarının size hayran olmasına bağımlı olmayın. Bunda
hiçbir güç yoktur. Kişisel erdeminiz dış bir kaynaktan çıkartılamaz. Kişisel
erdeminiz arkadaşlarınızda bulunmaz, başka insanların size gösterdiği saygıda
da bulunmaz. Diğer insanlar, sizi sevenler bile, sizin fikirlerinizle
uyuşmazlar, sizi anlamazlar ya da sizin coşkunuzu paylaşmazlar. Bu bir yaşam
olgusudur. Artık büyüyün! Başka insanların sizinle ilgili ne düşündüklerinden
size ne!” (s.15)
“Tutkulardan özgür olmak, sakin ve huzurlu bir zihin için
ödenen bedeldir.” (s.21)
“Üzerinde gerçek bir kontrolünüz olmayan şeylerle
mücadeleye girmeyin. Sizin mutluluğunuz üç şeye dayanır: iradeniz,
karşılaştığınız olaylarla ilgli fikriniz ve bu fikirleri işleme biçiminiz. Asıl
mutluluk dış koşullardan bağımsızdır. Dış koşullara kayıtsız, ilgisiz kalın.
Sizin mutluluğunuz yalnızca içinizde bulunabilir.” (s.29)
“Gerçek bilgelik sizi yüreklendirecektir.” (s.33)
“Başınıza gelen iyi ve kötü olayların sorumluluğunu
üstlenin. Dikkatiniz ruhunuzda olsun.” (s.34)