“Bütün yaşantılar birbirinin aynıdır.” Albert Camus
(s.12)
“Sevgili Camus,
Dostluğumuz pek rahat değildi ama onu arayacağım. Bugün
bu dostluğa son vermeniz, hiç kuşkusuz sona ermesi gerektiği içindir. Pek çok
şey bizi birbirimize yaklaştırıyor, pek az şey ayırıyordu. Ama bu az şey bile
çoktu: Dostluğun kendisi de totaliter olma eğilimindedir; ya bütünüyle anlaşmak
ya da ayrılmak gerekir.” Jean Paul Sartre (s.72)
“Siz, başkasının düşüncesi üzerinde düşünmeye birkaç
dakikanızı vermiş olsaydınız, özgürlüğün frenlenemeyeceğini görecektiniz: neyle
frenlenebilir ki? Ve frenlenmesine ne gerek var?” Jean Paul Sartre (s.93)
“Bugünkü özgürlüğümüz, özgür olabilmek üzere girişilmiş
savaşın özgürce seçiminden başka bir şey değil.” Jean Paul Sartre (s.95)
“Mutluluk ne tam bir durum ne de tam bir edimdi, insanın
şimdiki an’ı –yani hem şu an’ı hem de sonsuzu- belirlediği ve kendi içinde
değiştiği,ölüm güçleriyle yaşam güçleri arasındaki, kabul ile red arasındaki şu
gerilimdi.” Jean Paul Sartre (s.97)
“Mutsuzluk evreni sosyal bir olgu değildir ya da
öncelikle sosyal değildir: insanın içinde yabancı ve ölüme mahkum olarak
kaldığı kayıtsız ve boş tabiattır.” Jean Paul Sartre (s.98)
“Tarih, savaş demekti. Savaş yaratmaz, yakıp yıkar:
otların yeşermesine, kuşların cıvıldamasına, insanların sevişmesine engel
olur.” Jean Paul Sartre (s.101)
“Bir çocuk ölüyor, siz dünyanın saçmalığını yüzüne
tükürmek üzere yarattığınız şu Tanrı’yı suçluyordunuz; oysa çocuğun babası,
eğer işsiz ya da yapı işçisi ise insanları suçluyordu.” Jean Paul Sartre
(s.104)
“Kendi kendiniz olarak kalabilmek için değişmek
gerekiyordu, sizse değişmekten korktunuz. Eğer beni katı yürekli buluyorsanız,
korkmayın: az sonra kendimden de söz edeceğim, hem de aynı tonda.” Jean Paul
Sartre (s.108)
“Yalnız insan... Evet, sözün kısası, sizi böyle
görüyorum: Kendi içinize hapsedilmiş, saygınlığınıza, büyüklüğünüze, onurunuza,
kişiliğinize son derece düşkün olarak yani.” Francis Jeanson (s.146)
“Kısacası bana öyle geldi ki siz bir tabusunuz. Oysa ben
tabuları sevmem, ve kimi zaman içimde uyanan onları sayma eğilimimden nefret
ederim.” Francis Jeanson (s.171)