29 Mar 2020

Sartre & Camus & Jeanson - Sartre Camus Çatışması



“Bütün yaşantılar birbirinin aynıdır.” Albert Camus (s.12)

“Sevgili Camus,
Dostluğumuz pek rahat değildi ama onu arayacağım. Bugün bu dostluğa son vermeniz, hiç kuşkusuz sona ermesi gerektiği içindir. Pek çok şey bizi birbirimize yaklaştırıyor, pek az şey ayırıyordu. Ama bu az şey bile çoktu: Dostluğun kendisi de totaliter olma eğilimindedir; ya bütünüyle anlaşmak ya da ayrılmak gerekir.” Jean Paul Sartre (s.72)

“Siz, başkasının düşüncesi üzerinde düşünmeye birkaç dakikanızı vermiş olsaydınız, özgürlüğün frenlenemeyeceğini görecektiniz: neyle frenlenebilir ki? Ve frenlenmesine ne gerek var?” Jean Paul Sartre (s.93)

“Bugünkü özgürlüğümüz, özgür olabilmek üzere girişilmiş savaşın özgürce seçiminden başka bir şey değil.” Jean Paul Sartre (s.95)

“Mutluluk ne tam bir durum ne de tam bir edimdi, insanın şimdiki an’ı –yani hem şu an’ı hem de sonsuzu- belirlediği ve kendi içinde değiştiği,ölüm güçleriyle yaşam güçleri arasındaki, kabul ile red arasındaki şu gerilimdi.” Jean Paul Sartre (s.97)

“Mutsuzluk evreni sosyal bir olgu değildir ya da öncelikle sosyal değildir: insanın içinde yabancı ve ölüme mahkum olarak kaldığı kayıtsız ve boş tabiattır.” Jean Paul Sartre (s.98)

“Tarih, savaş demekti. Savaş yaratmaz, yakıp yıkar: otların yeşermesine, kuşların cıvıldamasına, insanların sevişmesine engel olur.” Jean Paul Sartre (s.101)

“Bir çocuk ölüyor, siz dünyanın saçmalığını yüzüne tükürmek üzere yarattığınız şu Tanrı’yı suçluyordunuz; oysa çocuğun babası, eğer işsiz ya da yapı işçisi ise insanları suçluyordu.” Jean Paul Sartre (s.104)

“Kendi kendiniz olarak kalabilmek için değişmek gerekiyordu, sizse değişmekten korktunuz. Eğer beni katı yürekli buluyorsanız, korkmayın: az sonra kendimden de söz edeceğim, hem de aynı tonda.” Jean Paul Sartre (s.108)

“Yalnız insan... Evet, sözün kısası, sizi böyle görüyorum: Kendi içinize hapsedilmiş, saygınlığınıza, büyüklüğünüze, onurunuza, kişiliğinize son derece düşkün olarak yani.” Francis Jeanson (s.146)

“Kısacası bana öyle geldi ki siz bir tabusunuz. Oysa ben tabuları sevmem, ve kimi zaman içimde uyanan onları sayma eğilimimden nefret ederim.” Francis Jeanson (s.171)