“Felsefe yapmak, kendini ölüme hazırlamaktan başka bir şey
değildir; bunun anlamı, derin araştırmalara girişmektir ve derin gözlemler,
ruhu bir anlamda daha yüksek bir düzeye getirir ve bedensellikten uzak bir
özenle sarıp sarmalar; bu özen aynı zamanda hem bir okuldur hem de ölüm benzeri
bir durumdur; ya da şu demektir: Bu dünyadaki düşünme eylemlerinin,
bilgeliklerin tamamı sonunda tek bir noktada odaklanır; bu bize ölümden
korkmamayı öğreten noktadır.” Cicero (s.13)
“Yumuşak başlı ve kuşkucu olması yolunda kendisine öğüt
verilmesini istememek, gençliğin özü gereğidir. Gençliğin gözünde her kuşku bir
engeldir, çünkü gençlik, içindeki itici gücü harekete geçirebilmek için
inançlılığa ve ideallere ihtiyaç duyar. Ve içindeki ateşi körüklemeye yaradığı
sürece, en radikal, en saçma çılgınlık bile gençliğin gözünde, irade gücünü
zayıf düşüren en yüce bilgelikten daha önemlidir.” (s.19)
“Her zaman ve hayatının her konumunda yaradılışının en
özgün, en iyi yanını kendine alıkoyar. Bırakır, başkaları konuşsun, sürüler
oluştursun, vaazlar versin, türlü gösterişler yapsın; bırakır dünya
karmakarışık ve budalaca yollara sapsın; Montaigne’in önem verdikleri bellidir:
kendisi için aklın yolundan ayrılmamak, insanlıkla ilgisini kesmiş bir zamanda
insanlığını korumak, kitle çılgınlığının ortasından özgür kalabilmek.” (s.27)
“Yeryüzünde özgürlüğü yayabilenler ve ayakta
tutabilenler, yalnızca herkes ve her şey ve karşısında kendi özgürlüklerini
koruyabilenlerdir.” (s.30)
“Montaigne için kitaplar, sıkıntı veren, gevezelik eden,
kurtulması zor insanlar gibi değildir. Çağrılmadıkları sürece gelmezler; insan
canı hangisini çekiyorsa, onun kapağını açabilir. Kitaplığım benim krallığımdır
ve burada mutlak bir kral gibi saltanat sürmeye çalışıyorum.” (s.63)
“Benim kitap yazarı olmakla uzaktan yakından bir ilgim
yok. Benim bütün meselem, kendi yaşamıma yön vermek. Benim tek işim, tek
uğraşım bu.” Montaigne (s.69)
“Yazmak ve not tutmak, Montaigne için yalnızca bir yan
üründür, bir çökeltidir. Asıl ürün ise doğrudan yaşamın kendisidir ve ötekiler,
ancak yaşamın kırıntıları ya da atakları olabilirler: Benim uğraşım, benim
sanatım yaşamaktır.” (s.74)
“Ruhumuzun özgürlüğünü kendimiz için ayırmamız ve aksini
yapmayı açıkça doğru gördüğümüz ender durumların dışında, ödünç vermememiz
gerekir. Şunu ya da bunu sevebiliriz; fakat kendimizin dışında hiçbir şeye
evlilik bağlarıyla bağlanmaya hakkımız yoktur.” Montaigne (s.82)
“Kulesine saklanmış, binlerce kitaptan oluşma duvarlarını
kendisiyle dünyanın gürültüsü arasına çekmiştir.” (s.88)
“Dünyayla ilgilenme. Çünkü onu ne
değiştirebilirsin ne de daha iyi kılabilirsin. Sen kendinle ilgilen ve kendi içinde
kurtarılabilecek ne varsa, onu kurtar. Başkaları yıkarlarken, sen yapmaya bak;
çılgınlığın ortasında aklını korumaya çalış. Kendini dünyaya kapa. Kendin için
ayrı bir dünya kur.” Montaigne (s.88)
“İnsan bir şeylere sahipse, onlara
yapışır ya da binlerce küçük çengelle onlara takılıp kalır; böyle durumlarda
yardımı dokunabilecek tek şey, araya bir uzaklık koyabilmektir, çünkü uzaktan
bakmak her şeyi değiştirir. Ve ancak dışarıdaki uzaklık, iç dünyada da bir
uzaklaşmayı olanaklı kılabilir.” (s.91)