10 Nis 2019

Stefan Zweig - Montaigne


“Felsefe yapmak, kendini ölüme hazırlamaktan başka bir şey değildir; bunun anlamı, derin araştırmalara girişmektir ve derin gözlemler, ruhu bir anlamda daha yüksek bir düzeye getirir ve bedensellikten uzak bir özenle sarıp sarmalar; bu özen aynı zamanda hem bir okuldur hem de ölüm benzeri bir durumdur; ya da şu demektir: Bu dünyadaki düşünme eylemlerinin, bilgeliklerin tamamı sonunda tek bir noktada odaklanır; bu bize ölümden korkmamayı öğreten noktadır.” Cicero (s.13)

“Yumuşak başlı ve kuşkucu olması yolunda kendisine öğüt verilmesini istememek, gençliğin özü gereğidir. Gençliğin gözünde her kuşku bir engeldir, çünkü gençlik, içindeki itici gücü harekete geçirebilmek için inançlılığa ve ideallere ihtiyaç duyar. Ve içindeki ateşi körüklemeye yaradığı sürece, en radikal, en saçma çılgınlık bile gençliğin gözünde, irade gücünü zayıf düşüren en yüce bilgelikten daha önemlidir.” (s.19)

“Her zaman ve hayatının her konumunda yaradılışının en özgün, en iyi yanını kendine alıkoyar. Bırakır, başkaları konuşsun, sürüler oluştursun, vaazlar versin, türlü gösterişler yapsın; bırakır dünya karmakarışık ve budalaca yollara sapsın; Montaigne’in önem verdikleri bellidir: kendisi için aklın yolundan ayrılmamak, insanlıkla ilgisini kesmiş bir zamanda insanlığını korumak, kitle çılgınlığının ortasından özgür kalabilmek.” (s.27)

“Yeryüzünde özgürlüğü yayabilenler ve ayakta tutabilenler, yalnızca herkes ve her şey ve karşısında kendi özgürlüklerini koruyabilenlerdir.” (s.30)

“Montaigne için kitaplar, sıkıntı veren, gevezelik eden, kurtulması zor insanlar gibi değildir. Çağrılmadıkları sürece gelmezler; insan canı hangisini çekiyorsa, onun kapağını açabilir. Kitaplığım benim krallığımdır ve burada mutlak bir kral gibi saltanat sürmeye çalışıyorum.” (s.63)

“Benim kitap yazarı olmakla uzaktan yakından bir ilgim yok. Benim bütün meselem, kendi yaşamıma yön vermek. Benim tek işim, tek uğraşım bu.” Montaigne (s.69)

“Yazmak ve not tutmak, Montaigne için yalnızca bir yan üründür, bir çökeltidir. Asıl ürün ise doğrudan yaşamın kendisidir ve ötekiler, ancak yaşamın kırıntıları ya da atakları olabilirler: Benim uğraşım, benim sanatım yaşamaktır.” (s.74)

“Ruhumuzun özgürlüğünü kendimiz için ayırmamız ve aksini yapmayı açıkça doğru gördüğümüz ender durumların dışında, ödünç vermememiz gerekir. Şunu ya da bunu sevebiliriz; fakat kendimizin dışında hiçbir şeye evlilik bağlarıyla bağlanmaya hakkımız yoktur.” Montaigne (s.82)

“Kulesine saklanmış, binlerce kitaptan oluşma duvarlarını kendisiyle dünyanın gürültüsü arasına çekmiştir.” (s.88)

“Dünyayla ilgilenme. Çünkü onu ne değiştirebilirsin ne de daha iyi kılabilirsin. Sen kendinle ilgilen ve kendi içinde kurtarılabilecek ne varsa, onu kurtar. Başkaları yıkarlarken, sen yapmaya bak; çılgınlığın ortasında aklını korumaya çalış. Kendini dünyaya kapa. Kendin için ayrı bir dünya kur.” Montaigne (s.88)

“İnsan bir şeylere sahipse, onlara yapışır ya da binlerce küçük çengelle onlara takılıp kalır; böyle durumlarda yardımı dokunabilecek tek şey, araya bir uzaklık koyabilmektir, çünkü uzaktan bakmak her şeyi değiştirir. Ve ancak dışarıdaki uzaklık, iç dünyada da bir uzaklaşmayı olanaklı kılabilir.” (s.91)