“Ve yolların beni öylesine götürür,
Hiç bilemem nereye ile neredeni
Ve anlarım: derinlerine giden kapılar-
Yoktur artık onların hiçbiri.” (s.22)
"Anlaman gerekmez yaşamı
O zaman bir
şenliğe dönüşecektir.”
“Eskiden beni bulduğun zaman
Küçüktüm ben, küçücük henüz
Ve açtım bir ıhlamur dalından
Yalnızca senin içine sessiz.
Küçüklükten yoktu adım
Ve öyle özlem çektim ona,
Sen söyleyinceye dek, oldum
Diye çok büyük her ada.
O zaman duydum bir olduğumu
Söylence, mayıs ve denizle
Ve şarabın kokusu gibi ağır
Gelirim senin tinine…” (s.49)
"N'olur bize bir şeyler yaşat, hadi!
Bak, nasıl
titriyoruz hayat diye
Ve dik durmak
istiyoruz biz de
Bir pırıltı
gibi, bir şarkı gibi.” (s.71)