8 Haz 2018

Ingmar Bergman - Aynadaki Gibi Sessizlik


“Onu sevdiğimi, ne olursa olsun kendimi sıyıramayacak kadar ona bağlı olduğumu biliyorum. Ben onun yaşamının tek dinlendirici köşesi oldum. Belki de sığınabileceği tek kişi.” (s.25)

“Unutulmuşluğa gidiyorum, yalnız ölüm sevmeli beni.” (s.35)

“Martin: Bir hata yapıyorsam, sana olan sevgim yüzündendir. Bunu bilmelisin.
Karin:Gerçekten sevenlerin, sevdiklerine karşı olan davranışları yerindedir hep.” (s.49)

“Minus: bütün insanların içe kapanık olup olmadığını bilmek istiyorum.
Karin: Ne demek istiyorsun?
Minus: Evet, içe kapanık. Sen kendi kafesinde, ben kendiminkinde, herkes kendisininkinde. Bütün insanlar.” (s.52)

“Senin boşluğunda duyguların yeri yok. Ve sen doğru olanı bulabilmekten yoksunsun. Her şeyi nasıl anlatmak gerektiğini biliyorsun, her an en doğru sözleri buluyorsun. Senin bilmediğin bir tek olay var: Gerçek yaşam.” (s.61)

“David: En derin düşüncelerini her an denetleyebilir misin?
Martin: Çok şükür, o kadar dağınık değilim. Benim dünyam çok basit. Oldukça açık ve insanlarınkine çok yakın.” (s.62)

“Ah Karin, insanın kendi kendisini görebilmesi ne korkunç.” (s.74)

“Görüyor musun Karin, kişi büyülü bir çember çiziyor çevresine ve kendi gizli oyunlarına uymayan her şeyi bu çemberin dışında bırakıyor. Yaşam bu çemberi aştığı zaman, oyunlar küçük, karanlık ve gülünç oluyor. O zaman kişi yeni çemberler çiziyor ve kendisine yeni bir sığınak kuruyor.” (s.75)

“Ama bekleyişimiz bile bir sevinç!” (s.79)

“Sevginin Tanrı’nın varlığını ortaya mı koyduğunu ya da Tanrı’nın kendisi mi olduğunu bilemeyiz.” (s.85)

“Birden boşluk doluyor ve umutsuzluğun yerini yaşam alıyor. Bu bir çeşit bağışlama gibi.” (s.85)

“İnsan, hayatında çeşitli davranışlar dener ve hepsini anlamsız bulur. Üzerimizde öylesine büyük kuvvetler var ki, yani bizi ürperten, titreten kuvvetler var demek istiyorum. Ruhların ve anıların arasında ihtiyatlı davranmak gerekiyor.” (s.148)