“Onu sevdiğimi, ne olursa olsun kendimi sıyıramayacak kadar
ona bağlı olduğumu biliyorum. Ben onun yaşamının tek dinlendirici köşesi oldum.
Belki de sığınabileceği tek kişi.” (s.25)
“Unutulmuşluğa gidiyorum, yalnız ölüm sevmeli beni.” (s.35)
“Martin: Bir hata yapıyorsam, sana olan sevgim
yüzündendir. Bunu bilmelisin.
Karin:Gerçekten sevenlerin, sevdiklerine karşı olan
davranışları yerindedir hep.” (s.49)
“Minus: bütün insanların içe kapanık olup olmadığını
bilmek istiyorum.
Karin: Ne demek istiyorsun?
Minus: Evet, içe kapanık. Sen kendi kafesinde, ben
kendiminkinde, herkes kendisininkinde. Bütün insanlar.” (s.52)
“Senin boşluğunda duyguların yeri yok. Ve sen doğru olanı
bulabilmekten yoksunsun. Her şeyi nasıl anlatmak gerektiğini biliyorsun, her an
en doğru sözleri buluyorsun. Senin bilmediğin bir tek olay var: Gerçek yaşam.”
(s.61)
“David: En derin düşüncelerini her an denetleyebilir
misin?
Martin: Çok şükür, o kadar dağınık değilim. Benim dünyam
çok basit. Oldukça açık ve insanlarınkine çok yakın.” (s.62)
“Ah Karin, insanın kendi kendisini görebilmesi ne
korkunç.” (s.74)
“Görüyor musun Karin, kişi büyülü bir çember çiziyor
çevresine ve kendi gizli oyunlarına uymayan her şeyi bu çemberin dışında
bırakıyor. Yaşam bu çemberi aştığı zaman, oyunlar küçük, karanlık ve gülünç
oluyor. O zaman kişi yeni çemberler çiziyor ve kendisine yeni bir sığınak
kuruyor.” (s.75)
“Ama bekleyişimiz bile bir sevinç!” (s.79)
“Sevginin Tanrı’nın varlığını ortaya mı koyduğunu ya da
Tanrı’nın kendisi mi olduğunu bilemeyiz.” (s.85)
“Birden boşluk doluyor ve umutsuzluğun yerini yaşam
alıyor. Bu bir çeşit bağışlama gibi.” (s.85)
“İnsan, hayatında çeşitli davranışlar dener ve hepsini
anlamsız bulur. Üzerimizde öylesine büyük kuvvetler var ki, yani bizi ürperten,
titreten kuvvetler var demek istiyorum. Ruhların ve anıların arasında ihtiyatlı
davranmak gerekiyor.” (s.148)