“Sanat nesneleri gerçekten de, tehlike içinde olmuş
olmanın, bu deneyimde en sona, kimsenin daha fazla gidemeyeceği yere kadar
gitmiş olmanın sonuçlarıdır.” (s.6)
“Dinmeye gönlü
olmayan ve kimse için geçmek bilmeyen, şimdi sonunda başka insanları da
yadırgama ve şaşkınlıkla dolduran bu soğuk ve yağmurlu günde yanımda oturuyor
olsaydın keşke.” (s.21)
“Ah çalışmamış olmaya dair, insana hâlâ iyi gelen
hatıralar olmasa. Sessizce uzanma ve keyif yapmaya dair hatıralar. Beklemekle
geçmiş saatlere, eski resim albümlerini karıştırmaya, rastgele romanlar okumaya
dair hatıralar: ve çocukluğa varıncaya dek böyle yığınla hatıra. Yaşamın geniş
alanları yitip gittiler, yeniden anlatmak için bile yitip gittiler; hâlâ o
yaşam alanlarının aylaklığından doğabilen ayartma yüzünden. Neden? İnsanın
erken yaşlarından beri yalnızca çalışmaya dair anıları olsaydı keşke; o zaman
bastığı zemin ne kadar da sağlam olurdu; ayakta dururdu. Böyle ama her ân bir
yere çöküp batıyor. Bir insanın içinde de iki dünya olması en kötü şey.” (s.25)
“Küçük, küçücük atölyen hayırlı olsun; büyük, çok büyük
olanı, mekân, insanın içindedir sonuçta.” (s.66)