18 Eki 2017

Murathan Mungan'ın Seçtikleriyle - Kadınlığın 21 Hikâyesi

“Bildiğiniz gibi: Dünya sözcüklerle politikleşir. Dünya halinin doğal bir parçası sanılan durumlar, sözcüklerle politik anlamlarına kavuşur. Politika, bir anlamda terimlendirilmiş dildir.” Murathan Mungan

“Anılarla uğraşmak filan gibi saçmalıklar yok sevgili Bayan Cooper. Bunu unutmanızı öneririm. Yalnızca şimdiki zaman var olmalıdır.” Road Dahl, Son Perde (s.32)

“Bu benim tekniğim, kendime giysilerle hayat veririm. Hatta o anda ne giydiğimi hatırlayamadığım sürece, ne yaptğımı, bana ne olduğunu hatırlamak benim için olanaksızdır. Elimden ne zaman bir süveter ya da elbise çıkarsam, hayatımdan da bir parçayı çıkarmış olurum.” Margaret Atwood, Tokalar (s.41)

“Hayatımın bu döneminde, karşılıksız aşk bana en uygun duyguymuş gibi geldi. Bana çok acı verdi, ama geriye dönüp baktığımda avantajlarını da görüyorum. Hiçbir risk almam gerekmeksizin cinsel ve duygusal fırtınalar yaşattı. Zayıf ve sıradan bile olsa, benim olan hayatımı engellemedi ve hiç karar vermem gerekmedi. Çıplak fiziksel gerçeklik dünyasında, üzerime uymayan giysilerimi çıkarmam gerekebilirdi. O zamanlar metafiziğe inanırdım. Platonik biçimim, eğer açılırsa belki de toza dönüşecek olan, gizemli bir şekilde sarmalanmış Mısır mumyasına benzerdi. Ama karşılıksız aşkta giysilerinizi çıkarmanız gerekmezdi.” Margaret Atwood, Tokalar (s.43)

“Fötr şapkalı adam dışarıda beni bekliyordu. İçki içmek için ona katılmamı istedi.
Hayır, teşekkürler dedim. Başka biriyleyim diye ekleyerek. Bunu onu yumuşatmak (kadınlar her zaman kendilerini tavlamak isteyen erkekleri reddettiklerinde onları yumuşatmak zorunda olduklarını hissederler) için söylemiştim.” Margaret Atwood, Tokalar (s.48)

“Olması gerektiği gibi ayrılmadığın için sanki hiç ayrılmamışsın gibi gelmişti bana.” Margaret Atwood, Tokalar (s.54)

“Daha sonra seni kutlamak için yanına geldim. Beni böyle gördüğüne şaşırmıştın. Söylediğine göre beni hiç düşünmemiştin. Muhtemelen endişeli gözlerle şık saç kesimime, zarif kırmızı takımıma ve gösterişli botlarıma bakmıştın. Evliydin, üç çocuğun vardı ve onların cüzdanındaki şipşak fotoğraflarını, koruyucu bir tılsım gibi tutarak, aceleyle bana gösterdin. Onlarla benimkileri karşılaştırdım. İkimiz de içki içmeyi teklif etmedik. Birbirimize iyi dileklerde bulunduk, ikimiz de düş kırıklığına uğramıştık. Şimdi anlıyorum ki sen benim genç yaşta veremden ya da onun gibi bir hastalıktan ölmemi istemiştin. Yine de sen de bir romantiktin.” Margaret Atwood, Tokalar (s.55)

“Kendini aldatıyorsun ama avutulmayı da reddediyorsun.” Margaret Atwood, Tokalar (s.56)

“Neyiniz var bakalım? dedi. Soluğumu içime çektim, ellerimi kaldırdım ve yeniden indirdim, kendimle hiç ilgilenmiyordum demek istiyordum, sonra bunun yalan olduğunu düşündüm, ben yalnızca kendimle lgileniyorum ve bu mu? Yani hiçbir şey olmaması mı? Yalnızca yorgunluk ve boş, durgun günler, denizdeki balıkların yaşamı gibi bir yaşam ve nedensiz bir gülüş mü? Ona içimde pek çok hikâye var demek istedim, bunlar benim hayatımı güçleştiriyor.” Judith Hermann, Kırmızı Mercanlar (s.57)

“Deniz dibinde fazla kalırlarsa mercanların karardıklarını bilirsin.” Judith Hermann, Kırmızı Mercanlar (s.58)

“Ben hayal kurmam. Bir şeylerin ötesine bakıp boşluğu gören insanlardan değilim.” Flannery O’Connor, Saf, Temiz Köylüler (s.85)

“Hepimiz lanetliyiz. Ama bazılarımız gözlerimizdeki bağı çözdük ve görülecek bir şey olmadığını gördük. Bu bir tür kurtuluş.” Flannery O’Connor, Saf, Temiz Köylüler (s.85)

“Hemen hemen her kitap yaşamdan daha iyiydi Audrey’e göre. Ya da işte, kendi sürdürdüğü yaşamdan... Yakında yaşamı değişecekti elbette, hareketlenecek, tümüyle başkalaşacaktı. İnsan bunu ummasa nasıl sürükleyip durabilirdi günlerini? Ama şimdilik, yaşamaktan uzak durmanın çok daha hoş olduğu kuşkusuzdu. Ve kitaplar onu uzaklaştırabiliyordu.”Jean Rhys, Böceklerin Dünyası (s.90)

“Bütün üzüntüler, sen durup onu düşünmeye başladığın zaman ortaya çıkıyor.” Dorothy Parker, Büyük Sarışın (s.137)

“-Güzelliğinle neden uğraşıyorsun? Kabullensene!
  -Başka bir şey gördükleri yok da ondan. Bir bok değil güzellik. Uçar gider. Çirkin olduğun için talihlisin. Biri seninle ilgilendiğinde başka bir şey için olmadığını biliyorsun.” Charles Bukowski, Kasabanın En Güzel Kızı (s.160)

“Ona ne kadar serinkanlı olursa olsun, durumun olağan bir durum olmadığını göstermek istedim. Yanıtı mantıklıydı. Aşk hiçbir zaman olağan bir durum değildir ki zaten.” Marta Lynch, Latin Âşık (s.209)

“Benimle fazla kalmıyordu, üç saat kadar. Birlikte uyuyorduk; en iyi ilişkilerin uykuda kurulabileceğini o zaman öğrendim.” Marta Lynch, Latin Âşık (s.213)