“Sana, beni asla tanımamış olan sana.” (s.2)
“Yalnızca seninle konuşmak istiyorum. Sana ilk defa her
şeyi söylemek istiyorum; bütün hayatımı bilmelisin, o hayat ki, hep senindi ve
sen onu asla bilmedin.” (s.3)
“Sabret sevgilim, sana her şeyi, hepsini en baştan
anlattığım için, anlatacağım için, senden rica ediyorum, beni dinleyeceğin bu
çeyrek saat yüzünden yorulma, çünkü ben seni bütün bir hayat boyunca sevmekten
yorulmadım.” (s.5)
“Daracık hayatları olanlar, kapılarının önüne gelen her
yeni karşısında meraka kapılırlar.” (s.7)
“Sadece yalnızlık çeken çocuklar tutkularını bütünüyle,
dağılmaksızın koruyabilirler, ötekiler, duygularını başkalarıyla beraberlik
atmosferinde gevezeliklerle harcarlar, yakınlıklarla köreltirler, aşk hakkında
çok şey okumuşlardır, duymuşlardır ve aşkın ortak bir kader olduğunu bilirler.
Onunla bir oyuncakmışcasına oynarlar, tıpkı ilk sigaralarını içen erkek
çocukları gibi, onunla böbürlenirler. Oysa bana gelince, benim içimi
dökebileceğim kimsem yoktu, kimse bana bir şey öğretmiş ve beni uyarmış
değildi, deneyimsizdim ve her şeyden habersizdim: kendimi kaderime bir uçuruma
atlarcasına teslim ettim.” (s.12)