“Başkasının bize bakıyor olması; başkasının yargılayan,
küçük düşüren, utandıran bakışının nesnesi olduğumuzu, o halde savunmasız,
kırılgan, incinebilir olduğumuzu gösterir.” Jean Paul Sartre, Varlık ve Hiçlik
(s.16)
“Yaşam yaşamdır, karekökü almak değil.” Dostoyevski
(s.35)
“Vagonlar gibi geçiyor kelimeler, ve yalnız geçişlerini
seyrediyorsun. Kimler var içinde? Umrunda değil.” Cemil Meriç (s.79)
“Aylak Adam: Küçük kumarlarınız vardır... Biliyorum sizi.
Küçük sürtünmelerle yetinirsiniz. Büyüklerinden korkarsınız. Akşamları elinizde
paketlerle dönersiniz. Sizi bekleyenler vardır. Rahatsınız. Hem de kolay
rahatlıyorsunuz. İçinizde boşluklar yok.
Eviyle işi arasında gidip gelen insanları, romanda sık
sık tekrarlanan deyişle elipaketlileri, onların ikiyüzlü ve tekdüze, sıkıcı ve
sahte yaşamını, özellikle de orta sınıfın yapay huzurunu hedef alır suçlama.
İnsanlar rahattırlar, kolay olanı seçmişlerdir, gösterişe önem veriyor,
yapmacık davranıyor, başta kendileri olmak üzere herkesi kandırıyorlardır.” (s.126)
“Cehennem ötekilerdir. Bunu söylerken bizim ötekilerle
ilişkilerimizin hep zehirlenmiş, yasaklanmış ilişkiler olduğunu söylediğimi
sandılar. Oysa bambaşka bir şeydi söylemek istediğim. Eğer ötekiyle olan
ilişkilerimiz kısıtlayıcı, kusurluysa, o zaman öteki cehennem olabilir. Niçin,
çünkü kendimizle ilgili en önemli olan şey, kendimizi tanımamızdır. Kendimle
ilgili ne söylersem söyleyeyim, hep ötekinin yargısı işe karışır, ne
hissedersem edeyim, ötekinin yargısı vardır. Eğer ilişkilerim kötüyse, tümden
ötekinin egemenliği altında kalırım ve o zaman gerçekten cehennemdeyimdir.
Dünyada cehennemi yaşayan birçok insan var, çünkü fazlasıyla başkalarına
bağımlılar. Başkalarıyla ilişkimiz olmaması anlamına gelmez bu. Sadece
başkalarının bizim için ne denli önemli olduğunu gösterir.” Jean Paul Sartre
(s.137)
“Olanaksızlık taştan bir duvar demektir.” Dostoyevski
(s.153)
“Sıradan insanın sıra dışı olana hınç duyduğundan söz
ediyordu Nietzsche. Doğru, ama sıra dışı olmanın, büyük tutkuların, güçlü
beklentilerin problemsiz olduğunu kim söyleyebilir? Nietzsche için bir yanda
küçük erdemlerle avunan uysal sürü insanı, bir karınca sürüsü ya da bit
olmaktan öteye geçemeyen büyük çoğunluk, kendi deyişiyle, “o sıradanlar, o
lüzumsuzlar, o fazlalıklar” vardı. Diğer yandaysa kendi erdemini kendi bulmuş,
bağımsız, güçlü, kendine yeterli özgür ruhlar.” (s.171)