14 Ağu 2017

Waking Life

Kendi hayatını kendin yaratırmış gibi...

....

Kim olduğumuzun kararını biz veririz.

....

Ne demek hayal kırıklığı, öfke ya da aşk? Aşk dediğimde ses ağzımdan çıkar sonra diğer kişinin kulağına çarpar. Beyninin kıvrımlı kanallarında yolcuğunu yapar. Yani sevginin bulunduğu ya da bulunmadığı anılardan geçerek...

....

Dediğimi kaydederler, sonra "evet" derler. Anlamışlardır. Peki ama anladıklarını nasıl bilebilirim?
Çünkü sözcükler uyuşuktur. Sadece simgedirler. Ölüdürler, anlıyor musun? Ve deneyimlerimiz o kadar kavranamazdır ki, algıladığımız pek çok şey anlatılamaz. Dile getirilemez. Dahası, yani biz bir başkasıyla iletişim kurduğumuzda ve biz bağlantı kurduğumuzu hissettiğimizde, anlaşıldığımızı düşündüğümüzde zannedersem manevi bir birlik hissetmiş oluruz. Ve bu duygu geçici olabilir ama galiba bunun için yaşıyoruz.

....

Hepimiz medyanın işlevini biliyoruz. Dünyadaki kötülükleri yok etmeye çalışmaz. Onun görevi bu kötülükleri kabul etmemizi ve onlarla birlikte yaşamamızı sağlamaktır. İktidarın bizden istediği edilgen gözlemciler olmamızdır.

....

-Her zamankinden daha fazla ömrümün sonundayım. Dünyanın tüm zamanını her zamankinden daha fazla hissediyorum. Gençken umutsuzdum, kesinlik isteğim vardı, yol bitmiş gibiydi ama oraya ulaşmam gerekiyordu.
-Ne demek istediğini anlıyorum. Şöyle düşündüğümü anımsıyorum: Bir gün, belki de otuzlu yaşların ortasında her şey kesinlik kazanacak ve yerine oturacak. Beni bekleyen bir yayla varmış ona tırmanıyormuşum, zirveye ulaştığımda büyüme ve değişim duracakmış. Coşku bile... Neyse ki öyle olmadı. Bence gençliğimizdeki sonsuz merakı hesaba katmıyoruz. İnsan olmanın en olağanüstü yanı bu.

....

Dünyada iki çeşit acı çeken insan vardır. Yaşama sevinci eksikliği çekenler ve yaşama sevinci fazlalığından muzdarip olanlar. Ben hep kendimi ikinci kategoriye sokmuşumdur. Bunu düşündüğünde neredeyse bütün insan davranış ve eylemleri temelde hayvan davranışlarından farlı değildir. En ileri teknolojiler ve ustalık bizi en fazla süper şempanze düzeyine getirir. Örneğin Platon ya da Nietzsche ile ortalama insan arasındaki uçurum, şempanze ile ortalama insan arasındaki uçurumdan daha büyüktür.

....

D.H. Lawrence'ın yolda karşılaşan iki insana ilişkin bir düşüncesi vardır. Birbirlerinden gözlerini kaçırıp gitmek yerine ruhlarının karşılaşmasına izin verirler. Şey gibi... İçimizdeki cesur ve yiğit tanrıları özgür bırakmak gibi. Bizim karşılaşmamız gibi...

....

Anlaşılmış bir hayat yaşanmış bir hayattır.

....

Bir insan, bir başkasının düşünde bir düş karakteri olduğunu anlarsa; bu kendini bilmektir.

....

Sen daha kendinle karşılaşmadın ama başkalarıyla karşılaşmanın avantajı aynı zamanda onlardan birinin seni kendinle tanıştırmasıdır.

Waking Life, 2001