3 Nis 2016

Adam Phillips - Kaçırdıklarımız

“Her şey bir yana hüsran her daim bir baştan çıkarılma sahnesidir, kurtulmaya, sahte çözümler bulmaya çalıştığımız, bizi daha radikal aldanmaların içine sürükleyen bir şeydir.” (s.20)
“Sanki hüsranlarımız dünya üzerinde bilmeyi istediğimiz son şeylerdir. Suni hüsranları gerçek hüsranlara yeğleyebiliriz ya da hüsranla tatmin arasındaki bağlantıyı gözardı edebilir veya buna karşı çıkabiliriz. Basitçe söylemek gerekirse hüsran, onunla başa çıkma girişimlerimizden biri duyarsızlık olsa da duyarsız kalamayacağımız bir şeydir.” (s.21)

“Aşık olmak varlığından haberdar olmadığınız bir hüsranın hatırlatılmasıdır; birini istemiş, bir şeyden mahrum kalmışsınızdır ve sonra birden o şey karşınızda belirir. Bu deneyimle yenilenen yoğun bir hüsran ve yoğun bir tatmindir. Tuhaf bir biçimde sanki beklediğimiz biri vardır ama o kişi gelene kadar beklediğinizin o olduğundan haberiniz yoktur. Daha öncesinde hayatınızda bir şeyin eksik olduğunun farkında olun ya da olmayın, istediğiniz kişiyle tanıştığınızda o farkındalığa erişirsiniz.” (s.23)

“Aradığımız ve hiç var olmadığı için asla yeniden bulamayacağımız nesne ya da insan, arzu ettiğimiz şeydir. Bir başka deyişle, hüsran hissine bulduğumuz ilk yalancı çözümden –yaşamaktan korktuğumuz hüsranı hissetmemize engel olacak ideal bir arzu nesnesi yaratmaktan- asla kurtulamayız. Kafamızdaki ideal insan, gerçek insanlarla gerçek ilişkiler içine girmekten kaçış noktamız olur.” (s.25)

“Aşk sahip olmadığınız bir şeyi var olmayan birine vermektir.” Lacan (s.25)

“İyi bir yaşam kendi iç dünyamda ve başkalarınınkinde neler olup bittiğini ve kim olduğumu kavradığım bir yaşam mıdır yoksa buna ihtiyaç duymadığım, incelemeye tabi tutulan hayatın katlanılmaz olduğu bir yaşam mı?” (s.56)

“Çekip gittiğimizde sanki çok biliyoruzdur: Kalırsak neler olacağı hakkında, bilebileceğimizden çok daha  fazlasını biliyormuş gibi davranırız. Bazen, belki de farkına vardığımızdan daha sık, yaşadığımız deneyimlerden ziyade yaşamadığımız deneyimlerle ilgili bilgiye sahipmişiz gibi sürdürürüz hayatımızı.” (s.99)

“Çıkıp gitmek, bize açık olan ve belki mizacımıza da uygun düşen bu ihtimal nihayetinde bir şeyleri kaçırmaktır. Kurtulmanın getirdiği coşku, maruz kalınan kaybı her zaman dengelemez. Önümüzde bakabilmek için neyi ardımızda bıraktığımızı düşünmemiz gerekir.” (s.101)

“Varsayımım şu ki, bazen deneyimlediklerimizden ziyade deneyimlemediklerimiz hakkında daha fazla şey bildiğimizi düşünürüz. Deneyim yaşamama tecrübesine taktığımız ad, hüsrandır.” (s.101)

“Dünyanın içinden geçen yolu bulmak, daha zordur dünyanın ötesine gideni bulmaktan.” Wallace Stevens (s.115)