“Yanınızda olsaydım sessiz kalırdım ama ayrı olduğumuza
göre yazmalıyım yoksa kederden ölürüm.” (s.54)
“Sana aitim ben; bunu söylemenin başka yolu yok ve bu
yeterince güçlü bir ifade bile değil.” (s.63)
“Mektubumu “senin” diye bitirmeyi düşünüyor muyum? Hayır,
bundan daha yanlış bir şey olamaz. Hayır, sonsuza dek kendime zincirlendim,
neysem oyum ve bununla yaşamak zorundayım.” (s.64)
“Ne dünya ama! Hiçbir şey kelimeler kadar senin ve benim
gibi iki insanı böyle tamamen birleştiremez.” (s.65)
“Çiçekleri ve kitapları unut. Onlar benim çaresizliğimin
işaretleri sadece.” (s.85)
“Eğer seni kaybedersem ben de kaybolurum.” (s.137)
“Son mektuplarından birinde ben yerine sen yazmıştın; bu
hatanın bir gün gerçek olduğunu bir düşün!” (s.149)
“Eğer sana çok zararı olmayacaksa bana doğruyu anlat ve
odandaki herhangi bir eşya gibi sana ait olduğumu anla.” (s.185)
“Yazmadığım zaman kendimi karşı koyamadığım eller
tarafından hayatın dışına itilmiş gibi hissediyorum.” (s.197)
“Yazarsın ve en başından beri yakın hissedersin, ona
sarıldığını hayal edersin ama sadece havaya sarılıyorsundur ve bunun sonucu
olarak arada sırada yere düşersin.” (s.225)