1 Şub 2014

Ece Temelkuran - Bütün Kadınların Kafası Karışıktır


Hiçbir kadının bütünlüklü bir öyküsü olamayacağını düşünüyorum durmadan. Çünkü bütünü, bizlerde bir bütün için yola çıkanlar, parçalara böldüler, sonra onlar da bölündü. Öykülerimizi artık kuramıyoruz. Hiçbirimizin serim, düğüm ve çözümü olamadı.” (s.1)

“Öykü, çekip gidememe ikiyüzlülüğünün yeniden üretimidir. O, aslında sahtekar bir Tanrı’dır.” (s.29)

“Öykü, kanatlarını kıran insana aşık olduğunu kabul etmek ve her ikindi patiskadan kanat biçmektir kendine.” (s.29)

“Öyle bir suçluluk duygusu var ki bende, yemeğin yemediğim yarısının bile kalbinin kırıldığını düşünüyorum. Böyle yaşamak olmuyor elbete. İnsan, yaşamayı becerebilenlerin karşısında donup kalıyor.” (s.48)

“Saçmalık. O kadar çok sözcük istemiyorum ben halbuki. Sevgi üzerinde fizibilite hesapları yapmak istemiyorum. Savrulup gitmek istiyorum. Bahar gelsin, gitmesin falan istiyorum.” (s.61)

“Önceleri her şarkıda bir ad koyarsın yaşamaya. Gün geçtikçe, şarkı sözlerini bile duymaz insan. Biriyle karşılaşırsın, geyikleri anlatır sana, destanları. Aşık geyiklerin boynuzlarından kilitlenip öldüklerini duyarsın. İnsan olmak, o kadar da önemli gelmez artık. Mazurka yapmayı bilmez kimse bu yüzyılda. O yüzden, tek başına kalırsın. Ama yine de tek başına olduğuna inanamazsın bir türlü. Hep ararız yani, hep sanarız.” (s.71)

“Hiçbir şey beklemediğini söyleyenler, en çok bekleyenlerdir aslında.” (s.71)

“Önce kendini kabul et, kabul etmeyi küçümseme.” (s.78)