“Gün sonları ne kadar içe işleyici güzün. Ah, can yakacak
kadar işleyici. Çünkü öyle hoş duyular vardır ki, dalgaları yoğunluklarını
önlemez; sonsuzun ucundan daha keskin uç da yoktur.” (s.3)
“Düşler, hep düşler! Ruh ne denli hırslı, ne denli
inceyse, düşler de gerçekleşebilecek olandan o denli uzaklaşır. Her insan
kendine yetecek ölçüde afyon taşır içinde, durmamacasına yenilenen bir afyon.”
(s.39)
“Anlaşmak böylesine güçtür işte, düşünceler böylesine
birleşmez şeylerdir, sevgili meleğim, sevişenler arasında bile.” (s.58)
“Hiçbir zaman hiçbir yerde rahat edemem. Her zaman da
bulunduğum yerden başka bir yerde daha iyi olacağımı sanarım.” (s.76)
“Hep sarhoş olmalı. Her şey bunda: tek sorun bu.
Omuzlarınızı ezen, sizi toprağa doğru çeken zamanın korkunç ağırlığını duymamak
için durmamacasına sarhoş olmalısınız. Ama neyle? Şarapla, şiirle ya da
erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun.” (s.80)
“İnsan mutsuzdur belki de, ama istekle kıvranan sanatçı
mutludur.” (s.84)
“Bu yaşam her hastası yatak değiştirme saplantısına
kapılmış bir hastanedir. Kimi soba karşısında çekmek ister acısını, kimi
pencere yanında iyileşeceğine inanır.” (s.108)