17 Şub 2013

Soren Kierkegaard - Günlüklerden ve Makalelerden Seçmeler


“İlham, Tanrı’nın insana yaşam ruhu üflemesinden başka bir şey değildir.” (s.92)

“Daima dünyadan kaçacağım, ama bir manastıra değil. Ya da her akıntının toprakta yolunu bulduğu yere değil, kendimi bulmaya, kendimi unutmaya koşacağım.” (s.94)

“Bu dönemde, mutsuzluğum öylesine büyük ki; rüyalarımda tarif edilemez derecede mutlu oluyorum.” (s.131)

“Edebiyat, zamanın doluluğudur.” (s.132)

“Tıpkı yalnız bir ladin gibi duruyorum; egoistçe, sınırsız ve göğe uzanıyor, hiçbir gölge bırakmıyorum ve hiçbir Avrupa kumrusu, yuvasını dallarıma yapmıyor.” (s.138)

“Aşkın insanı kör ettiğini söylerler; halbuki aşk bundan da fazlasını yapar. Sağırlaştırır ve felç eder. Aşk çeken insan, tıpkı mimoza gibidir; kapandığında hiçbir maymuncuk onu açamaz; ne kadar zorlarsanız, o kadar sıkı kapanır.” (s.177)

“Bu ilişkiden kurtulamıyorum, çünkü onu şiirleştiremiyorum. Bunu sözcüklere dökmek istediğim anda içimi bir kaygı, mutlaka eyleme girişmemi isteyen bir sabırsızlık kaplıyor.” (s.179)

“Felsefenin söylediği oldukça doğrudur: yaşamın mutlaka geriye doğru anlaşılması gerekir. Ama o zaman insan bir başka prensibi unutur: yaşamın mutlaka ileriye doğru yaşanması gerektiğini.” (s.200)

“Şarap ilham verirken, suyun coşkuyu yani dindarlığı ilham etmesi şaşırtıcı değildir. İşte mevcut dinsel ile şiirsel arasındaki fark budur.” (s.607)

“Hakikat daima azınlıktadır ve azınlık daima çoğunluktan güçlüdür. Çünkü kural olarak azınlık gerçekten bir fikre sahip olanlardan oluşmuştur. Buna karşın çoğunluğun gücü aldatıcıdır, kalabalığın hiçbir görüşü olmaması anlayışına dayanır.” (s.612)

“Nerede olursam olayım, beni meşgul eden daima fikirlerdir. Fikirsiz yaşayamam.” (s.616)