“Damarlara sızan pastır yalnızlık. Bileklerden yüreğe geri
döner.” (s.7)
“Dağılmam, kollara ayrışmam, bulduğum her çatlaktan sızmam,
ölülere dirilere karışmam gerekiyor. Taşıyamadığımda kendimi geride bırakmam...”
(s.15)
“Her şeyi yitirdiğimde elimde yalnızca hayat kalır. Ama bu
kadar büyük hayatın içinde, ben seni yeniden nasıl bulacağım?” (s.24)
“İnsan yüreği bir aynadır derlerdi eskiden. Sonsuza dek tutmak isteyeceği görüntüyü arayan.” (s.31)
“Biliyorum bir insanı kaybetmek, zorlukla ulaşılmış bir
doruktan aşağı yuvarlanmaktır.” (s.72)
“O zamanlar masumdum.
Çünkü canım acıyor ama bir suçlu aramıyordum.” (s.78)
“Dünyayla savaşa kalkışacaksan onun tarafını tutmalısın,
kendini değil.” (s.106)
“Pazar günleri çarçur edilmek içindir, çünkü aslında diğer
günleri çarçur ettiğimizi ancak böyle unutabiliriz.” (s.117)
“Bütün gece boş beyaz kağıtların başında oturdum, bu
dünyayla yaşıt gibi duran hayal kırıklığının tam ortasından konuşmak için.”
(s.142)
“Yazmak sözcükleri bir anahtar deliğine dönüştürmek değil
mi, gözünü dayayana koca bir dünya açılsın. Ama ben özgürlüğün ne olduğunu hala
bilmiyorum, bu çıplak, derisi yüzülmüş halimle de koca dünyaya dayanamam. Tek
bildiğim, ona yer açmaya çalıştığımda, içimdeki son çemberin de dağılıp
parçalandığı.” (s.160)
“Dünya hiçbirimizin dışında değil. Belki hayat dediğimiz de
budur yalnızca, bilmediğin bir şeyin peşinde koşadurmaktır, adlandıramadığın
için çağıramadığın.” (s.161)