“Seni sevmeyeceğim çünkü gereğinden fazla tanıyorum.”
(s.50)
“Daima çok erken ölürüz. Ya da çok geç. Oysa yaşam
önümüzdedir, bitmiş olarak önümüzde durmaktadır. Çizgi çekilmiştir, toplamı
yapmak gerekir. Sen kendi yaşamından öte bir şey değilsin.” (s.60)
“Kükürt, odun yığını, ızgara… Ah, ne gülünç! Izgaraya
gerek yok ki: cehennem başkalarıdır.” (s.62)
“Bizler hep kendi sınırlarımız içinde yaşamak için
yaratılmadık. Vadilerin içinde de geçitler vardır.” (s.94)
“Bir kentin düzeni de, ruhların düzeni de değişkendir.
Dokundunuz mu bir felakete sebep olursunuz.” (s.179)
“Ölülerin asla merhamet etmediğini bilmiyor musunuz?
Onların öfkeleri silinmez, çünkü hesapları sonsuza dek kapanmıştır.” (s.209)
“Hayalet aşklar yaşadım, buharlar gibi tereddütlü ve
seyrek; ama canlıların yoğun tutkularını hiç bilmiyorum.” (s.222)
“İnsanlar özgürdürler Egisthe. Bunu biliyorsun ama
kendileri bilmiyorlar.” (s.242)
“Aynı şey; öldürmek ve ölmek aynı şey. İkisinde de insan
aynı ölçüde yalnız. O benden daha talihli, yalnızca bir kez ölecek. Oysa ben on
gündür onu her an öldürüyorum.” (s.406)
“Katiller hayal gücünden yoksun adamlardır. Yaşamın ne
anlama geldiğine dair en ufak bir fikre sahip olmadıkları için öldürmek onlara
vız gelir. Ben, başkalarının ölümünden korkanları yeğlerim. Yaşamayı
bildiklerinin kanıtıdır bu.” (s.437)
“Kötülük öyle bir şey ki, ona sonradan inanılır.” (s.540)
“İki çeşit yoksul vardır, hep birlikte yoksul olanlar,
tek başına yoksul olanlar. Birinciler gerçek yoksullardır, ötekilerse talihsiz
zenginlerdir.” (s.559)
“Sen ruhları sebze yerine koyuyorsun. Bir bahçıvan
havuçlara neyin iyi geldiğine karar verebilir, ama hiç kimse başkaları için
neyin iyi olduğuna, onlar adına karar veremez.” (s.578)
“Neden iki ayrı kişi olduğumuzu anlamıyorum. Kendim kalarak,
sana dönüşmeyi isterdim.” (s.620)
“Eğer kendimi sınamazsam, nasıl yenerim?” (s.649)
“Aşk, gece demektir. Çünkü onun içinde sevişecekleri
Tanrı artık görmez.” (s.652)