14 Haz 2011

Ingeborg Bachmann ve Paul Celan - Kalp Zamanı Mektuplar‏


Ingeborg Bachmann'dan


"Durup dururken seni daha şiddetle düşünmeme yol açacak bir şey yaşamadım. Her şey eskisi gibi, işim var, başarılıyım, çevrem nedense erkeklerle sarılı ama bana pek bir şey ifade etmiyor bu: Sen, güzellik ve hüzün, akıp giden günlerin üzerine dağılıyor." (s.15)

"Beni Seine Nehri'ne götür, küçük balıklara dönüşene ve birbirimizi yeniden tanıyana kadar bakalım sularına." (s.16)

"Bir düşünce boyu yanında olmama izin ver." (s.29)

"Sadece yaz bana, bana yaz ki seni bileyim ve hızlı, çabuk geçen günlerde ve olaylarla, pek çok insanla, pek çok işle yalnız kalmayayım." (s.43)

"İnsan korkularını sadece gerçeğin içine taşıyabilir ve orada çözüp dağıtabilir, düşüncelerinde değil." (s.103)

"Yaşlanmayı ürpermeden öğrenemiyor insan, çünkü öyle çok sınırlar çekiliyor ki..." (s.146)


Paul Celan'dan

"Anlatabileceğin her şeyi yaz bana, bunun ötesinde, ara sıra da insan yalnızken ve sadece uzaklara konuşabilirken akla gelen sözcüklerden birini de yaz. Bende aynısını yaparım. Bu saatin en parlak anı." (s.40)

"Sana rastladığımda benim için hem tensel hem ruhsal olandın. Bu ikisi birbirinden asla ayrılamaz Ingeborg." (s.69)

"Önemli olan sadece bu değil, sadece konuşmak değil, ben senin yanında suskun kalmak da istiyordum." (s.69)

"Beklemek: Bunu da enine boyuna düşündüm. Ama bu, hayatın bize bir biçimde kolaylık göstermesini beklemek de değil mi?" (s.69)

"Bir gün ve bir gün daha
Lodoslu sen.
Sessizlik yürüdü yanımızda
İkinci, belirgin bir yaşam gibi.
Kazandım, kaybettim, inandık yavan mucizelere,
Göğe irice yazılmış dal, taşıdı bizi
Büyüdü ayın çizdiği yolda,
Bir sabah yükselip girdi düne, şamdanı aldık,
Ağladım avucuna..." (s.83)

"Kendinde değilsin, edebiyatın içindesin." (s.136)

"Sana yazıyorum Ingeborg. İki yıl önce Paris'te takside, sen ayrılmadan önce, seni son kez gördüğümde ne söylediğimi hatırlıyor musun?
Kendini serüvenleştirme Ingeborg. Böyle demiştim sana." (s.143)