7 Nis 2011

Jean Paul Sartre - Duvar


"Her şeyi ciddiye alıyordum, sanki ölümsüzmüşüm gibi." (s.28)

"Bana baktığı zaman ondan bana bir şeyler geçerdi. Bunun bittiğini düşündüm. Şu an da bana baksaydı bakışı gözlerinde kalır, bana kadar ulaşmazdı. Yalnızdım."


"İnan bana, her şeye kendini kandırmaya çalışmadan bakmak en iyisidir." (s.55)


"Bütün akıl hastaları yalancıdırlar. Gerçekten hissettikleriyle, hissettiklerini ileri sürdüklerini ayırt etmeye kalkarsanız zamanınızı boşa harcarsınız" (s.68)


"Amerikanvari hazırlanmış ıstakozu sevip sevmemekte özgürüm, ama insanları sevmiyorsam bir zavallıyım ve gün ışığında bana yer yok." (s.88)


"Bana ait sözcükler olsun isterdim. Ama kullandığım bu sözcükler, bilmiyorum kaç bilinçte sürüklendi." (s.89)


"Bir suç, onu işleyenin yaşamını ikiye böler. İnsanın geri dönmeyi istediği zamanlar vardır mutlaka, ama orada, sizin ardınızda, yolunuzu keser bu parıldayan maden." (s.90)


"Sırtım olmasın isterdim; ben onları görmediğim zaman insanların bana bir şeyler yapmalarından hoşlanmıyorum." (s.102)


"Sen benim derimin altındasın." (s.106)


"Sizi sürükleyen dalgadır, yaşam bu; ne yargılanabilir, ne anlaşılabilir, bırakın gitsin demekten başka yapacak bir şey yok." (s.136)


"Ben var değilim. Varlık bir yanılsamadır, madem ki varolmadığımı biliyorum, kulaklarımı tıkamaktan, hiçbir şey düşünmemekten başka yapacak bir şeyim yok ve ben hiçleşmeliyim." (s.166)


"Kendi öz varlığına demir gibi kaskatı inandığı hemencecik anlaşılıyordu." (s.167)


"Kendimi öldürüyorum, çünkü var değilim. Ve siz de insan kardeşlerim, hiçsiniz. İnsanlar sabahleyin gazetesini okuyacaklardı ve göreceklerdi: Bir genç kendini öldürdü. Her biri kendini fena halde karmakarışık hissedecekti ve kendi kendilerine soracaklardı: Ya ben. Ben var mıyım?" (s.168)


"Deli oluyorum. Ben bir edebiyatçıyım ve beni gebertmek için matematik okutuyorlar." (s.170)


"Bilinçaltında derin bir yere kaçıp gizlenmişti; onu görmeden düşlemek gerekiyordu. Tıpkı var olmayan bir beden gibi..." (s.173)


"Biz gümbürtüye gitmiş insanlarız. Biz hayatı ıskalayanlardanız. Hiçbir işe yaramayacağız. Hiçbir işe..." (s.175)


"Karmaşa: Sözcük yumuşak ve ak, tıpkı ay ışığı gibi başlamıştı, ama o son 'şa'da bir borunun bakırsı sesi vardı." (s.179)


"Yüzer gibi gözüküyorsun, ama ayağını dipten çekmekten ödün patlıyor." (s.185)


"Trenlere biniyorsun ama garda kalanları özenle seçiyorsun." (s.186)


"Biraz belirsizliğe pekala katlanabilirim: bu saflığın fidyesidir." (s.199)


"Zamanımı, doğmuş olmaktan pişmanlık duymakla geçirdim" (s.203)


"Biz ikimiz'indik." (s.223)


"Kendi içini görmeye kalkmamak, bundan daha büyük bir yanlış yoktur." (s.230)


"Benim haklarım var. Haklar! Üçgenler ve daireler cinsinden bir şey; öylesine mükemmeldi ki var değildi, pergellerle boşu boşuna binlerce yuvarlak çizilmişti. Bir tek daire çıkmıyordu ortaya. Haklar, varlığın dışında, matematik doğrular, dinsel dogmalar gibiydi." (s.231)