10 Kas 2019

Ingmar Bergman - Yedinci Mühür


“Sanatçı, ayrılmışlığını, öznelliğini, bireyciliğini neredeyse kutsal saymakta. Böylece biz, en sonu, kocaman bir ağılda toplanmış, birbirimizi dinlemeden, birbirimizi ölesiye boğduğumuzu anlamadan, kendi yalnızlığımız üstüne meleyip durmuş oluyoruz.” (s.13)

“Benzerlerime, insanlara ilgisizliğim onların eşiğinden ayırdı beni. Şimdi bir hayaletler dünyasında yaşıyorum. Düşlerim, kuruntularım, içe kapatılmışım.” (s.33)

“Ölüm karşılık vermez.” (s.33)

“Kendimize inancımız yokken, inananlara nasıl inanç bağlayabiliriz? İnanmak isteyip de inanamayanlarımızın başına neler gelecek? Peki, ne inanmak isteyen, ne de inanmaya gücü yetenler ne olacak?” (s.33)

“Bilgi istiyorum, inanç değil, varsayımlar değil, bilgi. Tanrı, elini bana doğru uzatsın, kendini açığa vurup benimle konuşsun istiyorum.” (s.34)

“Korku içindeyken bir görüntü yaratırız, sonra Tanrı deriz o görüntüye.” (s.34)

“Hemen her zaman günler birbirine benzer. Bunda yadırganacak bir şey yok.” (s.64)

“Elbette aşk bütün vebaların en karasıdır; kişi ondan ölebilseydi, aşkta biraz zevk olurdu. Oysa hemen her zaman atlatırsın onu.” (s.70)

“Aşk nezle kadar salgındır. Direncini, bağımsızlığını, varsa, yürek gücünü yer bitirir. Bu kusurlu dünyada her şey kusurluysa, kendi kusursuz kusurluluğu içinde en kusursuz olanıdır aşk.” (s.70)