“Sonbahardı. Gri, gri bir gün dünyanın üzerine çökmüştü.”
(s.56)
“Çünkü susmak, üzerinde kaçamak düşüncelerin sessiz ve
hızlı gidip geldiği gizli bir orman yoluna benzer. Dolayısıyla hiç susmaya
gelmez.” (s.60)
“Evet, gencim henüz. Ve işte bu yüzden seviyorum yalnız
kalmayı.” (s.67)
“Benim aradığım insanların kendileri değil, sesleridir.”
(s.70)
“Başka bir denizde başka vapurlar görüyor. Başka bir
dünyadan içerilere bakıyor gözleri. Ondan sesi böyle.” (s.73)
“İnsanın gerilerde kalan yaşantıları gerçeklikten
yoksundur.” (s.121)
“Sizin olan, başkasının olan’ın sınırında son bulmuyor
muydu, söyleyin lütfen? Gerçek ışığı algıladığınız anda güneşiniz batmıyor
muydu? İçinizde yaşayan o suskun kişiler, örneğin babanızın size söylediği her
sözcükle ölüp gitmiyor muydu? Ya
nesneler? Yalnızca sizin sayılamayacağını, herkesin el atıp keyfince
kullanabileceği gibi sağda solda durduklarını anladığınız anda tüm değerlerini
yitirmiyor muydu? Düşününüz lütfen!” (s.121)