28 Kas 2017

Hasan Ali Toptaş - Yalnızlıklar

“İnsana en yakın yalnızlıktır insan.” (s.7)

“Ve geldim demenin bir sessizliği varsa, öpüşelim demenin, sen hala gitmiyor musun demenin ya da ölmek istemenin bir sessizliği varsa,
Kelimeleri de vardır sessizliğin
Duruşun kelimeleri vardır;
Bakışın, uzanışın, gülüşün...
Ama yalnızlığın kelimeleri yoktur.
O, bütün kelimelerden oluşmuş bir kelimedir.” (s.9)

“Görmek, inanmanın en geniş kapısıydı.” (s.15)

“O yıllarda,
henüz ormanlarım bile yoktu içimde izimi saklayacak,
Ada bile değildim daha gökyüzünde.
Bir gökyüzü bile değildim.” (s.18)

“Yalnızlık, uçurumları giyinmektir biraz da.” (s.22)

“Yalnızlık, sizin size yokuşunuzdur.” (s.32)

“Zangır zangır bir tren geçerdi ya, damarlarımızdan;
Yalnızlık onun dönmeyeceğini bilmekti.” (s.65)

“Çünkü her şey yalnızlık kadar eskidir,
Yalnızlık kadar uzak;
Ve her şey uzaklığı kadar güzel.” (s.66)

“Yalnızlık gidip gelmektir biraz da, nereye olursa.” (s.72)

“Yalnızlık biraz da dışını düşlemekten korkan maskelerin içiydi.” (s.84)

“Yalnızlık tutkularda gezer çoğu kez;
Körkütüğünden sırılsıklamına,
Zilzurnasından akla yatkınına kadar bütün tutkularda.
Çünkü aklın, her şeyi tutkuya dönüştürmek gibi
Tuhaf bir köyü vardır;
Ve tutkular, insanı tutmaya yarayan en eski kulplardır
-ki, birini göğe çıkarır
Ya da yere batırırken
Çoğunlukla oralardan tutulur.
Bu yüzden,
Önce tutkuları öğrenilir insanın,
Sonra tutkuları unutulur.” (s.95)