6 Tem 2017

Murathan Mungan - Küre

“Unutmamak gerek: İnsanların geç öğrendikleri konuların önemli bir bölümü kendileri hakkındadır. Yolla ölçülür bazı şeyler, yaşla değil. Ayrıca ne yol sabit bir şeydir, ne insanın kendisi... Yol dedikleri, yalnızca çok yıl yaşamış olmakla alınacak ya da geçen zamanın alınmasını giderek kolaylaştıracağı bir şey değildir. Onca yaşa karşın, yolun yarısına bile gelemeyenlere ne demeli? Bazı uzaklıklar yıllarla kapatılmaz. Uzaklık, içi doldurulması gereken bir bilgi çeşididir.” (s.7)

“Şiir, tereddütleri olanların sanatıdır.” (s.8)

“Şimdiki gözleriniz geçmişin kümülatif, yani birikerek çoğalmış bir toplamı değildir; şiddetle anımsadıklarından, hiç unutmamaya yemin ettiklerinden, bakışların arkasına saklanmışlardan oluşmaz yalnızca; vazgeçtiklerinden, unutmak istediklerinden, nicedir kendine yabancı düşmüş anılardan da oluşur.” (s.9)

“Zaman yalnızca bizim dışımızda kendiliğinden geçen bir şey değildir. İçimizden geçen zamanı da tartmayı bilmek gerek.” (s.9)

“Şiir dünyayı, dünyanın zincirlerinden kurtarır.” (s.14)

“Gerçekten beni şiir yazmanın yalnızca kendisi, düpedüz yaşanan o büyülü süreç ilgilendiriyor. Tıpkı sevişmek gibi; sürecin kendisiyle ilgiliyim ve adına bitmiş, tamamlanmış şiir dediğimiz sonucun edebi başarısıyla da elbet... Bu yüzden “nasıl şair olunur”un, hele hele “nasıl şair görünülür”ün değil, şiir yazmanın ardında sürüklenmek gerek. Kasmadım kendimi, sınırlamadım. Bu, beni diri tuttu, açık tuttu; incinebilir, kırılabilir, dağılabilir tuttu. İyi de oldu. Açık yara gibi olmak iyidir. Ya kendi sınırlarınıza çekilirsiniz, ya kendinizi sağaltma gücünü keşfedersiniz. Az şey midir bu?” (s.20)

“Yaşamda hiçbir şey tek başına bitmez. Eğer sanatın sonu geliyorsa, beraberinde bir çok şeyin daha sonu geliyordur. Şiir öldüyse, uğruna şiir yazılan bir çok şey de beraberinde ölüyor demektir. Ey yaşadığı zamanın takvimini sonsuzluk sananlar, bir şeylerin ölümüne sevinirken iyi düşünmek gerekir.” (s.24)

“Sadelik sııfırdan sahip olunan, piyangodan çıkan, öykünerek kazanılan değil, çalışarak, üzerine düşünerek, süzülüp incelerek, damıtarak elde edilen bir şeydir. Haddeden, imbikten, zamanın içinden geçer.” (s.26)

“Şair olmak, şair kalmak zor ama, kolay “iyi okur” da olunmuyor.” (s.26)

“Harcıâlem başarı, devrin madalyalarıyla bir gönül oyalanmasıdır; ruhun neleri başardığına bakmalı insan. Asıl başarı, varoluşunun hakkını vermek ve kendini gerçekleştirmektir. Hiç kimse olmak bile şu yeryüzündeki biricikliğimiz gerçeğini değiştiremez çünkü.” (s.29)

“Maddenin katı, sıvı, gaz hali içinde şiir, gaz haline yakın durur. Havada asılıdır, solumamızı bekler. Varoluşun bütün gizleri için. Bir hakikat bilgisi olarak esrimek ve esritmek için. Sıradan dünyaya ait öğrettikleri de cabası.” (s.35)

“Sanatçı olmak demek, özünü zorlamadan, rahatça bahar fırtınalarına göğüs gererek, ya da ardından bir yaz gelmezse diye düşünmeden duran ağaç gibi olgunlaşmak demektir. Yaz gene de gelir ama, yalnızca sabredenlere gelir, önlerinde sonsuzluk varmış gibi tasalanmadan sessiz ve yürekleri geniş olanlara gelir. Ben bunu gün günden daha iyi anlıyorum. Onu, gönül borcu duyduğum acılar içinde öğreniyorum. Sabır her şeydir.” Rilke (s.43)

“Dilin bir yarığında şiir oturur, dğerinde hayat. Felsefe gidip gelir ikisi arasında. Bilmeyen kaybolur ikisinin ortasında. Bir de gidip de dönmeyenler.” (s.51)

“Kim ne derse desin, şiir hâlâ bir dünya imkânıdır. Sizin her türlü dilsizliğiniz şiirin varlık güvencesidir.” (s.65)

“Dünya yazılmak için vardır.” Valery (s.73)

“Boşluktan yarattığımız hacimdir şiir. Kendi atomlarından oluşur; boşlukta bilmediğimiz yasalarla dönüp durduğundan başıboş gezdiğini sandığımız atomaltı parçacıklarından. Fizik öğrendikçe yeniden sevilir şiir.” (s.81)