2 Oca 2017

John Berger - Şiirin Saati

“Şehir hayatı her zaman doğayı aşırı duygulu bir biçimde görme eğilimi yaratmıştır. Doğa bir bahçe, bir pencereyle çerçevelenmiş bir manzara ya da bir özgürlük alanı olarak düşünülür. Köylüler, denizciler, göçebeler ise işin aslını bilirler. Doğa enerji ve savaşım demektir. Bize bir şey vaad etmeden var olan her şeydir doğa. Eğer doğa bir savaş ya da yerleşim alanı olarak düşünülecekse, bu içinde hem iyilik, hem de kötülük taşıyan bir alan olarak düşünülmelidir. İçinde var olan enerji korkunç derecede kayıtsızdır.” (s.11)

“Asansörler gibi umutların da yükselecekleri bir boşluk olması gerekir. Bu boşluklardan birine düşmek zor bir şey değildir. Bu da unutulmak demektir. Konuşmak ise unutulmaya karşı bir davranıştır. Kimse başka biriyle konuşurken düşmez; kelimeler boşluğa karşı tutunurlar ve konuşan kişiyi ayakta tutarlar. Düşüşler ancak konuşmaların yokluğunda ortaya çıkar.” (s.18)

“Seven, sevileni yaratmak için kendi varlığını ortadan kaldırıyor. Bundan sonra amaca ulaşmak için kişinin önüne çıkan her engel artık ona bir darbe gibi geliyor.” (s.20)

“Fotoğraf hayatın akışını durdurduğu için, her zaman ölümle flört eden bir özellik taşır.” (s.39)

“Şiir yitirilmiş bir şeyi bize yeniden veremez, ama yitirilen şeyle aramızda oluşan ayrılığa kesinlikle karşı çıkar.” (s.66)