17 Oca 2017

E. M. Cioran - Burukluk

“Hakikatler... Artık onların yükünü çekmek istemiyoruz, ne de onlara kanmak ve suç ortağı olmak... Bir virgül için ölünen bir dünya düşlüyorum.” (s.7)

“Aşka, hırsa, topluma sırt çevirenlerden kendinizi sakınınız. Vazgeçmiş olmanın intikamını alacaklardır.” (s.8)

“Esrar- ötekileri aldatmak, onlardan daha derin olduğumuza onları inandırmak için kullandığımız kelime.” (s.12)

“Kötümser, kendine her gün başka varolma nedenleri icat etmek zorundadır. Bir hayatın “anlamı” kurbanıdır.” (s.13)

“Temel bir yanılgı olmasından da evvel, hayat, ne ölümün ne de şiirin düzeltmeyi başarabildiği bir zevksizliktir.” (s.17)

“Zihnin ıstıraplarında bir ağırbaşlılık vardır ki, beyhude yere kalbinkilerde de aranır. Kuşkuculuk, kaygının zarafetidir.” (s.17)

“Her düşünce, bir tebessümün yıkıntısını andırmalıdır.” (s.18)

“Yapayalnız olmanın kinizmi, küstahlıkla yumuşayan bir azaptır.” (s.21)

“Bilime itiraz: Bu dünya bilinmeye layık değil.” (s.22)

“Gerçek bende nefes darlığı yapıyor.” (s.25)

“Kendini çekilmez kılmayı bilmeyen kimse yalnızlığına göz kulak olamaz.” (s.46)

“İnsan otuzunu geçtiğinde, olaylarla bir gök bilimcinin dedikodularla ilgilenmesinden fazla ilgilenmemelidir.” (s.56)

“İntiharın çürütülmesi: Hüznümüzün hizmetine onca gönülden girmiş bir dünyayı bırakmak kabalık olmaz mı?” (s.56)

“Eğer Tanrı’ya inansaydım, kendimi beğenmişliğimin haddi hududu olmazdı: Sokaklarda çırılçıplak dolaşırdım.” (s.60)

“Her yerde olma avantajının sefasını süren Tanrı değil, acıdır.” (s.61)

“Bitip giden bir aşk, öylesine zengin bir felsefi sınavdır ki, bir berberi Sokrates’in dengi yapar.” (s.69)

“Bazen uzak ve buğulu bir aşk düşlüyorum, bir parfümün şizofrenisi gibi...” (s.70)

“Her birimiz kendi korkumuzun içine kapanırız, kendi fildişi kulemize.” (s.87)