“Sözler konuşmaz, içsel değildirler, tam tersine dışarıda
olmalarından dolayı mahremiyetsizdirler.” (s.54)
“Bekleyiş, kendi geçmişinin sonunda bile kendisini
bekleyemez, kendi sabrından bile hoşlanmaz; ya da kendisinde asla eksik olmamış
cesaretten tek bir kereliğine bile olsa destek alamaz. Onu toplayan bellek
değil, unutmadır.” (s.56)