“Kaydolduğu üniversitede alışılmamış cazibesi Profesör
Biedermann’ı büyüler. Boynuna kadar düğmeli siyah bir elbise giymiş, tek bir
incik boncuk yok. Alnı açık, ciddi bir saç biçimi, mavi gözleri derinlere
dalmış, şefkatli bir ağız, çarpıcı bir yüz, hatta güzel bile. Biedermann, Bayan
von Salomê’ye: Kızınız sıradan bir kadın değil. Onda çocuksu bir saflık ve
durulukla aynı zamanda görülen, ne bir çocukta ne de tam olarak bir kadında
bulunan, bir ruh hali ve irade bağımsızlığı var. O bir elmas, diye yazacaktır.”
(s.19)
“Bunu yapmalıyız, şunu yapmalıyız. Bu biz kim, en ufak
bir fikrim yok. Sadece kendi hakkımda bir şeyler biliyorum. İdeal bir duruma
göre yaşayamam. Ama kesinlikle kendi hayatımı yaşayabilirim. Ve ne olursa olsun
bunu yapacağım. Böyle davranarak hiçbir ilkeyi temsil etmiyorum; ama çok daha
güzel, benim içimde olan bir şeyi, tamamen yaşamın sıcaklığı olan, neşe dolu ve
kaçıp gitmeye çalışan bir şeyi temsil ediyorum.” Lou Salomê (s.27)
“Anılara sonsuza dek sadığım, erkeklere değil.” Lou
Salomê (s.52)
“Ben bir canavarım. Rainer’e karşı da kötü davrandım; ama
bu bana acı vermiyor.” Lou Salomê (s.53)
“Onun az rastlanır irade gücü erkeklere egemen olmaktan
hoşlanıyordu. Sanırım Nietzsche onun şeytansı olduğunu söylerken haklıydı.
Hayatları ve evlilikleri yıkmış olabilir; ama arkadaşlığı uyarıcı olmuştur.
Onda dehanın kıvılcımları hissediliyordu. Onun yanında insan kendini daha
önemli hissederdi. Güçlü kişiliğinden kurtulmak için can atıyordu. Ama bunu
beceremiyordu. Lou kurtarılmamış bir kadındı.” (s.75)
“Aşk bir fırtına gibi, bir kez durulunca daha fazla
derinleştirilemeyen temel bir tutkudur.” Lou Salomê (s.78)
“Lou çok sık ilişkiyi keser; üstelik de kibarca değil.
Ama kendi cinselliğinden kaçarak hesabını ödediği ya da onu dolu dolu yaşamaya
koyulduğu gün, ışıl ışıl ve mutludur. Ona gelinceye kadar hiçbir kadın çok
sayıda kişi tarafından onun kadar arzulanmamıştır. Belki de bazı aktrisler
dışında ve bu kuşkusuz onun hoşuna gitmiyor değildi. Sevilmekten çok, sevme
arzusu duymuş olmasına karşın. Az görülen dişi özellik.” (s.103)
“Bahse girme gerekseydi, tek kırılamayan zincir, çocuk
sahibi olmaktan korkuyordu. Bir çocuktan bir aşıktan kurtulur gibi sıyrılınmaz.
Ve her gün size bunu anımsatır.”
“Kadının yaşamındaki üç tamamlanma şekli: Annelik, evlilik
ve salt erotik bir ilişkidir. Ben üçünü de kaçırdım. Ama yaşam benimdi, yaşam,
yaşam, yaşam...” Lou Salomê (s.105)