7 Kas 2016

Fernando Pessoa - Ophêlia'ya Mektuplar

“Sana yazma fikrini kabul etmiyorum, seninle konuşmak, seni hep yanımda görmek istiyorum, sana mektup göndermek durumunda kalmamalıyım. Mektuplar ayrılık işaretleridir –en azından onları yazma gereği duyduğumuzdan dolayı, birbirimizden uzakta olduğumuzun işaretleridir.” Fernando (s.30)

“Kader, insana benzer; eğer bize yaptıklarından etkilenmediğimizi ona gösterirsek o zaman bizi rahat bırakır. İşte bu yüzden yalnızca şunu düşünecek irade gücüne sahip olmalısın: Fernando’yu seviyorum, başka hiçbir şey önemli değil.” Fernando (s.49)

“Mutsuzluk, hayatın durmuş gibi hissedilmesindedir, bu da şimdiden çok geleceği ya da en azından gelecek yüzünden şimdiyi ilgilendirir.” Fernando (s.55)

“Ophelinha,
Mektubunuza teşekkür ederim. Beni aynı zamanda hem üzdü, hem de hafifletti bu mektup. Üzdü çünkü bir şeyler insanı her zaman üzer; hafifletti, çünkü, gerçekte, tek çözüm şu: Her iki tarafın da artık aşkla doğrulamadığı bir durumu daha fazla uzatmayalım. Benim açımdan bakıldığında, derin bir saygı, bozulmaz bir dostluk kaldı geriye. Bunda ne Ophelinha’nın kusuru var ne de benim. Tek suçlusu Kader; farzet ki Kader kendisine suç yüklenebilecek biri olsun.” Fernando (s.66)

“Yüzleri ve saçları yaşlandıran Zaman, şiddetli duyguları da yaşlandırır, ama daha çabuk. İnsanların çoğu budala olduğu için, bunu farketmemeyi başarırlar ve alışkanlıktan başka bir şeyin kalmadığı yerde hala sevildiklerini sanırlar. Eğer böyle olmasaydı, dünyada mutlu insan olmazdı.” Fernando (s.66)

“Eğer her şey olan hayat bile sonunda geçip gidiyorsa, hayatın anlarından başka bir şey olmayan aşk ve acı ve de bütün öbür şeyler nasıl geçip gitmesin ki?” Fernando (s.66)

“Fernando’yu tanıdığımda on dokuzumdaydım, yani aramızda on iki yaş fark vardı. Fernando beni çok eğlenceli bulurdu. Şefkatle bana minik bebek diye seslenirdi. Hatta benim özelliğimle ilgili birkaç mısra bile yazdı. Biri şu:
Benim bir bebeğim
Var
Boyuna bakarsan
Bu kadar.
Ona olan aşkım desen
Bu çizgi dünya turu yapar.
Zavallı ben!” Ophelia (s.96)

“Bir keresinden şunları söylemişti bana:
-Senin bana olan aşkın şu ağaç kadar büyük.
-Ama ağaç falan yok ki.
-Ben de tam onu söylüyorum.
Bir başka sefer de şöyle demişti: Sen beni neredeyse Hristiyan merhametinden dolayı seviyorsun. O kadar gençsin, o kadar şirinsin ki, ben de o kadar yaşlıyım ki.” Ophelia (s.102)

“Bana olan sevgisi aynı kaldığı halde onun değiştiğini hissediyordum. Hem zaten son mektuplarına cevap bile vermemiştim. Çünkü bana göre bunlar cevap gerektirmeyen mektuplardı. Değmezdi. Bunların cevapsız mektuplar olduğunu hissediyordum.” Ophelia (s.106)

“Bir başka kadının Fernando’yla arasında bir hikaye olamayacağını düşünüyorum.” Ophelia (s.106)

“Yazışmalarımız ve görüşmelerimiz tam olarak kesildikten çok sonra, doğum günlerimiz için birbirimize telgraf çekmeyi sürdürdük. En son aldığım, öldüğü yıl olan Haziran 1935 tarihini taşıyor.” Ophelia (s.106)