3 Eki 2016

Murathan Mungan - Bazı Yazlar Uzaktan Geçer

“Aheste
Gazap sözcükleri var mıdır? Üzümler gibi tanelenen, rüzgarına karşı geçmiş bağların, kıyıların? Bir ada seç kendine, sen söylemeden kımıldamasın. Şarabını kendin yap gençliğinin kanından, bütün hatırladıklarından. Teninden yanığı geçmemiş olsun eski yazların. Ay iste!
Sonra uğurla kendini bu sahilin şiirinden
Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın.” (s.12)

“Özenle
Özenle sürdürüyorum seni
Kendimde
Başkalarını severken bile
Öylece duruyorsun çekip gitsen de
Yalnız kalmıyor geride
Özenle, sürdürdükçe
Yabancı gövdelerde bile
Özenle sürdürüyorum seni
İzini sürer gibi yaşadığının, yaşadığım serüvenlerde
Önceden bilmediğim bir aşk biçiminde.” (s.15)

“Bir söz, akşam
Gençlik icabı sever kimileri
Film icabı sever
İniyor akşam gibi üstüme
Sokrates’in bir sözü:
Kimse yaşlı bir erkek gibi sevemez.
Gençken anlayamadıkların
Akşamın başlangıcı.” (s.17)

“Güzel, boş
Çok güzel gözleri var
Çok güzel kirpikleri, rengi
Ama nasıl da boş arkası
Hiçbir yere değmeyen
Bakışlarının
Hayat geçirmeyen cam bir zırh içinde
Tabiatnı ziyan ediyor
Göz göze geliyoruz:
Ben bunları söylüyorum
O bir şey söylemiyor.” (s.18)

“Bakıştıkça
Bakışları kök salıyor
Baktıkça
Bana yok sandığına
Bakışma,
Aşkın da, tenin de
İlk lisanı, ruhun araladığı kapı
Cisim
Çoğalır bakıştıkça
Bir söz: insan gözdür, gerisi ceset
Kainat aklıma karışır
Kor ile kör arasında
Baktığımda bir, bakmadığımda.” (s.51)

“Küpe
Yıldızların çizildiği gecelerde
Ateşten küpeleri gece soğuğunun
Üstüme yağmurlar giydiğim mevsim
Geri durdum hep, görünmedim
Bazı rüyalar iki kişiliktir
Gözle görülmezler
Bilirdim
Küpesini düşürdüm gecenin
Soğuğu kaldı içimde
Sessizce geçip gittim.” (s.58)

“Beyaz buz deniz kara
Uzaklaşan dalgalar mıdır,
Kara karasına baka baka biçilen, uzak dalgalar mıdır?
En büyük
Unutkanlık
Olan denizden başka
Kim bilebilir sığınmasak da
Beklettiğimiz bir ada olduğunu
Çıkmak istediğimiz başka bir toprak kalmayınca
Eteğinde dalga, eteğinde kara, eteğinde her yere uzak
Bir başlangıcın yokluğu
Gitmek kalmak ölmek için bile
Mümkün değil olmak
Hiç!
Ben çoktan geldim, o varmış mıdır?” (s.63)