“Sevdiğim insanları yitirdim. Ama çok gençken
yitirilenler, sonraki ayrılıklar kadar acı vermiyor. Sonrakilerde yaşamın
sadece ayrılık olduğunu anlıyorsunuz.” (s.14)
“Ne tuhaf, henüz bilmiyordun: güzel günlerin hatıraları
da gidecek, şefkat de kalmayacak.” (s.30)
“İnsan önce sezer, tuhaf bir sezgi varlığını hissettirir,
gençliktedir o duygular, gençliktendir, sonra anlarız. Sezgi, anlamaya evrilir.
Aşk, bellediğimiz hiçliktir, kavrulmaktır.” (s.31)
“Bir gün yollar ayrılır, insan son defa konuştuklarını,
birbirlerini son defa gördüklerini bilmez. Ondan sonraki buluşmalar birer
yabancılıktır. Buluşmalar sonra karşılaşmalar olup çıkar. Sonra her şey
seyrelir. Anıların sızısı arada bir yüreği yoklar, ama sadece arada bir. Bazen
bir mekan, bir fotoğraf, bazen küçücük bir eşya; yolda, caddede, onca
kalabalık, onca taşıt, uzaktan görürsünüz, eşya, görüntü, mekan, hepsi dirilir,
ama nasıl da yabancılıktır, nasıl da geçip gitmişlik!” (s.46)
“Ayrılıkların tam ortasında, yarın olmayabilir ama, dün
kalmıştır. Dün yaşandı, dün sen yaşadıkça var olacak, incitecek, kalbini
kıracak.” (s.155)