“Evet, mektubunu on kez okudum. Sen istediğin kadar inkâr
et, dünyadan ve insanlardan çok şey bekliyorsun. Bu düzen biz istedik diye
değişmez ki sevgili kızım, öyle olsa ne kolay olurdu devrimler. Bir de “karakter
sahibi olmak”, “ideal insan”, “mutlak içtenlik” gibi deyimler dilinden
düşmüyor. İnan ki bu insanlar yok yeryüzünde.” (s.21)
“Bugün yaşamın anlamı dediğin şey, yarın bir taş
parçasından daha anlamsız olabiliyor. Bu kadar ince bekleyişler gerekir mi
acaba?” (s.21)
“Ruhumuzu bütün çıplaklığıyla kimseye gösteremediğimiz
için daima yalnız kalmaya mahkumuz.” (s.33)
“Aşk var dostum, aşk var ve her şeyi iyi ediyor.” (s.44)
“Hiçbir şeyim ben dedin, hiçbir şeyim, seni sevmenin
dışında.” (s.104)
“Sevgilim. İnsan Tanrı’nın riyasıdır.” (s.116)
“Sevgilim. Riya insanın Tanrısıdır.” (s.123)
“Sevgilim. Riya Tanrı’nın insanıdır.” (s.131)
“Biz birbirimizin insanıyız. Yalnız geçen günlere
üzüleceğiz bir gün mutlaka.” (s.147)
“Niye bırakayım seni Jale? Niye bırakayım seni? Bende
senin devamın var. Benim de sende devamım var.” (s.195)
“Etin ete, ısının ısıya geçişi; yitirdiği yarısını arayan
insanoğlunun bulduğunu sandığı parçasına rastladığında geçirdiği bir
baygınlıktır aşk. Sonu olmasa, sonu gelmese vardır, evet vardır.” (s.223)
“Yoksun et kendini şu dünyadan, ağlamayı öğren, yetmediyse
bir daha otur ağla. Ta ki ağlamayı belli etmeyinceye kadar...” (s.229)