“Bazı kararları kendiniz, enine boyuna düşündükten sonra
verirsiniz; bazı kararlarsa sanki içinizdeki tanımadığınız bir merci tarafından
hazırlayıp önünüze sürülmüş, verilmişlerdir.” (s.14)
“Gün gelir, yaşamanın sıraya koymak demek olduğunu
anlarsınız.” (s.28)
“Neredeyse bütün düşüncelerimin, duyularımı harekete
geçiren kıvılcımların kaynağında, kökünde, kuyusunda yer aldı kitaplar.
Korktumsa, en çok onlardandır; şüpheler içinde kendi kendimi ve başkalarını
kemirdiysem onlardan.” (s.34)
“Bir avuç kitabın başımı döndürdüğünü, bir avuç kitabın
başımı başka yöne döndürdüğünü söyleyebilirim. Dönerek okuduğum, yakamı
bırakmamış kitapları kıdemli dostluk ilişkilerimle bir tuttum. Bütün
kitaplardan öğrendiğimi, bazılarından daha derin şeyler öğrendiğimi her vakit
dile getirdim. Gene de, milyonlarca sayfayı farklı amaçlarla, en azından her
durumda birbiriyle örtüşmeyen amaçlarla katederken bulduklarımı soracak
olsalar, bilemem; bildiğim, bir satırdan ötekine giderken hep aramış
olduğumdur-arayışın kuşların ötmeleri kadar anlamı öteleyen, bir başına varoluş
biçimine dönüşmüş bir akıntı türü olduğunu gecikmeden kavradım.” (s.35)
“Kitaplığın raflarından uzun, boğuk bir uğultu iniyor
üstüme; elime herhangi bir kitabı alıp az ilerideki okuma koltuğuna otursam
durum uzun uzadıya değişmeyecek: açtığım sayfadan doğan sesler, ama mırıltı ama
ünlem, kafatasımın içinde dolanadursunlar, aynı uğultunun eşliğinde, saatin
akışına salıvereceğim içimdeki huzursuzluğu. Buna alışmışım ben.” (s.36)
“Bütün evren kenarda durur, okurken. Bir kitabın
sayfaları arasına daldığınızda, ötekiler sesleri ve sözleriyle kaybolurlar.
Aydınlık, ılıman, korunaklı bir diyardasınızdır.” (s.99)
“Ummak, hayatın en sağlam fiillerinin başında gelir.”
(s.99)