“Her içtenlik çabası, gidiyor, dolambaçlı ilişkilerimizde
kurduğumuz sahteliklere çarpıyor. Sana bunun için yazmaya çalışıyorum
(konuşmalar her zaman sahteliğe, yapmacıklığa, çünkü geçiciliğe açıktır; oysa
yazı, kalır.)” (s.15)
“Belki hiçbir şey bir şeye yaramıyor, kişi(ler) bazı
şeyleri yitirdikten sonra.” (s.15)
“Güven saf bir şeydir, epey de güçsüzdür, düşünülmemiş
bir şeydir, kendiliğinden olur: vardır ya da yoktur.” (s.17)
“Yine bir dönüm noktasındayım (karlar eriyor, güneş
parlama yolunda, bitkilerim baharı çağırıyorlar) ve sen depderin, içimdesin.
Koyu kırmızıların benim hala.” (s.30)
“Her insan bir uçurumdur. Başını döndürür kişinin, gidip
aşağı bakınca.” Woyzeck (s.54)
“Sevmek, içini açmaktır.” (s.104)
“Ben hep sana doğru yürürüm
Bütün yürümemle
Çünkü ben kimim ve sen kimsin
Biz bizi anlamıyorsak” Rilke (s.135)
“İşte: ilişki kişilerindir, ama, anısı, kişiye – her bir
tek kişiye – kalır: tek tek, ayrı ayrı...” (s.141)
“Sevdiğin, bilemediğindir.” (s.155)
“Uçurumun karşılıklı iki yakasından, aynı anda atlamak;
dibi boylarken de, ortada, bir kısa an,
elele tutuşmak... Kim bilir, belki de her ilişki, zaten, böyledir.” (s.158)
“İlişki ancak yaşamakla varolur; ama, yaşandıkça da
tükenir.” (s.182)
“Hiçbir ilişki eksik değildir. Her ilişki, o kadarıyla, o
biçimiyle, o süresiyle tamdır.” (s.192)