“Aşk insanın sadece psikolojisini ve kimyasını değil;
tarihini, müziğini, coğrafyasını, edebiyatını, fiziğini, beslenme çantasının
içindekileri, hayat bilgisini de değiştiriyor.” (s.13)
“İyi seyyah, nereye gittiğini bilmeyendir. Mükemmel
seyyah, nereden geldiğini bilmeyendir.” ( Lın Yutang) (s.31)
“İnsan, kendi samimiyetinin altını çizmeye kalkıştı mı,
ister istemez üstünü de çiziyor. Samimiyet, mahremiyetle mukayyet olsa gerek.”
(s.42)
“İnsan, kalbiyle düşünür.” (s.57)
“Bir insanın yanında gözyaşı döküyorsanız, ona sözlü ya
da yazılı bir açıklamada bulunmanız gerekir.” (s.58)
“Yas, sezonluk bir duyguydu.” (s.59)
“Uzaklar, hiç bu kadar yakından saldırmamıştı.” ( Cesar
Vallejo) (s.60)
“Aşk, imkansızlaşınca daha da şiddetleniyor.” (s.64)
“Bazı kayıplarımız, bizden başka şeyler de alır götürür.
Terk edilince umudunun bir kısmı da yiter mesela. Mağlubiyet; özgüven ve
azimden pay kapar. Başarı ve ödül, tevazuyu tırtıklar.” (s.75)
“En yavaş yaşlanma yaşlılarda görülür.” (Jean Rostand)
(s.79)
“Zihnimizi edebiyat dekore eder. Kalbimiz ile beynimiz
arasında işlek kanallar, tüneller, koridorlar açar. Ahlaki olgunluğun, vicdan
hassasiyetinin, gönül ferahlığının imkanlarını; edebiyat sanatı sayesinde
keşfederiz. Bir kumandanı, bir deliyi, anneyi, büyücüyü, talebeyi, avukatı,
fahişeyi; korkağı, cömerdi, zavallıyı, kurnazı, dâhiyi, tembeli, salağı...
Kelimelerinden tanırız. Sağlam bir edebiyat donatımı, bize insanların ruhunu
sezme, insanlığımıza hakim olma, sahip çıkma gücü verir. Birbirimizi hakikaten
tanımamız, sahiden anlamamız, derinden kavramamız edebiyat sayesindedir.
Cehaletten, zalimlikten, hoyratlıktan, çiğlikten, zayıflıktan başka nasıl
sıyrılabiliriz?” (s.93)
“Servet soygundur. Tahrip etmek kreatif bir işlemdir.
Paylaşmak propagandadır. Delilik özgünlüktür.” (s.109)
“Aşka inanıyorsanız, kadere de inanmalısınız.” (s.153)
“Ancak, en üzgün çocuğun kadar mutlu olabilirsin.”
(Harlan Coben) (s.163)
“Bir olgunluk imtihanıdır intikam.” (s.184)
“Dünya benden saklanabileceğin kadar büyük değil.”
(s.186)
“Telefonun çalmıyorsa bil ki benim.” (Jimmy Buffet)
(s.204)
“Aşkın doğması ve yaşaması yavaşlığa bağlıdır. Ağaçları
keserken ormanı korumak gerekir. Erkeğin hızından kaynaklanan savrukluk,
kadının yavaşlığında kendini gösteren otoriteyle intizama dönüşür. Romantizmin
baştan sona kurallarla örülü oluşu bundandır.” (s.240)
“Aşk uzlaşmaya, sıradanlığa ve tekdüzeliğe varan yolun
birinci etabıdır. Hızlı başlarsın. Sonra yavaşlarsın. Ve bir mezar taşının
tepesinde güneşlenen kertenkele gibi objektifleşirsin.” (s.242)
“Hayatında en az bir aşağılık herifle yakınlaşmadan
gerçek kadın olamazsın.” (s.256)
“Aşktan, zincirlerden ve çözemeyeceğimiz diğer şeylerden
bahsetmeyelim artık.” (Leonard Cohen) (s.281)
“Her polisin içinde tutuklaması gereken bir suçlu
vardır.” (Şerif Şibumi) (s.288)
“Aşk hiçbir çağda güvenli bir heyecan olmadı.” (s.300)
“Evladını kaybeden bir baba, ölmüş babalara imrenir.”
(s.312)
“Eski şarkılar neden daha iyidir? Çünkü kötüler zaten
unutulur.” (s.345)
“Mutlu evliliğin sırrı henüz bir sırdır.” (s.355)
“-Saçmalamayı bırak. Bir şapkayı beğenince onu kafana
çiviyle çakıyor musun?
-Yani?
-Evlenme.”
(s.378)