29 Ağu 2013

Rabbit Proof Fence

O zamanlar biz, çöl de yaşardık, kendi topraklarımızda.

....

Annem bana, beyaz adamların topraklarımıza nasıl geldiklerini anlatırdı.
Jigalong'a dükkanlar açıp giysiler ve başka şeyler getirmişler; un, tütün, çay.
Bizlere günlük paylar vermişler.

....

İsterseniz dikkat edin, yarı melez çocukların sayıları her geçen gün artıyor.
Şimdi, onlara ne olacak?
İstemediğimiz bir üçüncü ırkın oluşumuna izin mi vereceğiz?

Rabbit Proof Fence, 2002

19 Ağu 2013

Barış Bıçakçı - Bizim Büyük Çaresizliğimiz


“Her şeyin geçip gittiğine, yaşadıklarımızın geçmişte kaldığına kim inandırabilir bizi? Anılarımızı avuç dolusu su gibi her sabah yüzümüze çarpmanın işe yaramayacağına kim inandırabilir? Tanıklarla, kanıtlarla, uygun adım yürümek için ikide bir ayak değiştirme imkanı veren gerçeklerle ne kadar üstümüze gelseler, boşuna. İnanmayız. Geçen bir şey yok diye bağırırız. Her şey tam şimdi yaşanıyor!” (s.5)

“Zaman sensin, zaman kadındır.” (s.5)

“Önce aşk vardır. Hatırlamak da, acı çekmek de, sevgilimize vereceğimiz çiçeğin fotosentezi de ondan sonra başlar.” (s.30)

“Lise fizik kitabımızın kapağında bilye gibi, biz de yere her çarptığımızda daha az yükseliyorduk. Sonra bir süre yerle bir gidip durduk, ayrıldık.” (s.36)

“Hangi heykelci yarattığı heykele bir de tutup aşık olmaz!” (s.39)

“Benim için aşkın mümkün olmadığını düşünmüştüm birdenbire. Benliğim öylesine irileşmişti ki, onu aşıp bir başkasına, Nihal’e ulaşmak mümkün olmuyordu.” (s.39)

“Basit şeyler isteyince, basit şeylerden zevk almaya başlayınca, anlıyorum ki aşık olmuşum.” (s.42)

“Kalemi eline alıp iki insanı birbirine götüren yolu bulmaya çalışan biri, tek bir çizgi çizmeyi beklerken karalamayı andıran bir resim çizer. İki insanı birbirine götüren sayısız yol vardır.” (s.45)

“İnsan severken basit sınıflandırmaların sınırlarını değil kendi sınırlarını görür, kendi sınırlarında dolaşır, kendi sınırlarına değer. Benim bildiğim tek sınır bu.” (s.83)

“Artık sözcükleri kocakarı ilacı gibi kullanmamız gerekmiyor. Anlamlı, akılda kalıcı, etkileyici konuşmalar yapmak zorunda değiliz, çünkü iyileştik. Çünkü birlikte yaşıyoruz.” (s.91)

“Bizim büyük çaresizliğimiz Nihal’e aşık olmamız değil, sesimizin dışarıdaki çocuk seslerinin arasında olmayışıydı. Asıl çaresizlik buydu.” (s.102)

“En büyük ahlaksızlık demiştim kendi kendime, bir aşkı yaşamamaktır. Hayatı mümkün olan en geniş haliyle yaşamak gerekir demiştim.” (s.105)

“Çetin, kadınlar kendileri için şiir yazılmasını neden ister? Kendilerini feda etmeyi,  yok olmayı, hiç olmayı arzuladıkları ve onlara adanmış bir şiirle bu arzu arasında, biz erkeklerin göremeyeceği şık bir bağ gördükleri için mi?” (s.118)

14 Ağu 2013

Oruç Aruoba - Olan


“Sen:
Kısık sesimin özlediği
Serin tını.
Kırık sesimin istediği
Dingin tını
Bezgin sesimin beklediği
Gergin tını

Varsın
Geleceksin.” (s.45)

“Orada mısın
Serin ve sessiz kollarında denizin:
Özgür dünyanda?” (s.76)

“Orada mısın?
Ben buradayım:
Kendimi bıraktığım yerde.
Çevremde
Şiddetli rüzgarın
Eğip büktüğü, savurduğu
Anlık düşünceler.” (s.79)

“Orada
Beni düşünüyorsun.
Hissettim bunu:
Bir şiddetli rüzgar gibi
Aşarak tepeleri
Geçerek boğazları
Ulaştı buraya
Geldi dokundu bana
Düşünmen beni.” (s.100)

“Sen gitmiştin.
Ben de gidecektim.
Yürüdüm.” (s.159)

“Ne çok
Diri
Ölün var senin.” (s.176)

“Varım ben
Kendimden beri.
İleri gittiğimden beri
Hep geçtiklerim geçiyor içimden
Gelemiyor gittiklerim hiç geri
Dönüyorum.” (s.211)

Simurg

Her şey bir tutam mavi uğrunaydı. Biraz denizden, biraz gökyüzünden, biraz da kalbinizden...

Simurg, 2012

12 Ağu 2013

Il Postino


Neruda: Benim şiirimle kızı baştan çıkarmışsın.
Postacı: Senin yazdığın şiirle kızı baştan çıkardığım doğru. Ama o şiir sana ait değil.
Neruda: Benim yazdığım şiirin bana ait olmadığını mı söylüyorsun?
Postacı: Evet. Şiir, yazana değil ihtiyacı olana aittir.
Neruda: Bu demokratik fikrini takdir ettim doğrusu.
Il Postino, 1994

11 Ağu 2013

Sommarnattens Leende

 
-Bence ona aşıksın!
-Kasvetli bir sözcük.


....

Bazen evim gözüme sevginin öğretildiği bir ilkokul gibi geliyor.


....

İyiliklere dikkat et. Pahalıya mâl olurlar.


....

Eğer insanlar diğer insanların dediklerini dinlemenin ne kadar sağlıksız olduğunu anlasalardı,
bunu bir daha yapmazlardı.


....

Bir tek insanı bile herhangi bir acıya karşı koruyamazsın. Bu insanı korkunç derecede bitap düşürür.


....

Yaz gecesinin üç tane gülüşü vardır. İlki, gece yarısından şafağa kadar sürer; aşıklar kalplerini ve bedenlerini birleştirdiğinde...


....

Yaz gecesi üçüncü kez güldü. Üzgün ve mahzunlar için, uykusuz ve kayıp ruhlar için, korkanlar ve yalnızlar için güldü. Ama aptallar kahvelerini mutfakta içecekler.

Sommarnattens Leende, 1955

5 Ağu 2013

Everlasting Moments


Objektife bakınca ne görüyorsun Maria?
Gördüğün keşfedilecek, kaydedilip anlatılacak koca bir dünya.
Ve bunu görebilen insanlar için gözleri kapatmak olmaz.

Everlasting Moments, 2008

Doris Lessing - Türkü Söylüyor Otlar


“Kadınları, özellikle bir kadını düşünmenin, kendisi için içki gibi zararlı olduğunu biliyordu.” (s.55)

“Onun için yalnızlık, başkalarıyla birlikte olmayı istemekti.” (s.91)

“Ulusların krizleri gibi, insanların krizleri de, her şey olup bitene dek, tam anlamıyla anlaşılamaz.” (s.152)

“İyi ama delilik nedir? İçine dönmek, dünyadan kaçmak değil midir?” (s.215)