“Bakabiliyorsan gör. Görebiliyorsan, gözle.”
“Kör adam o gece düşünde kör olduğunu gördü.” (s.28)
“Bilincimizi giderek damarlarımızda dolaşan kanın rengine
ve gözyaşlarımızın tuzuna bulaştırdık, bu da yetmiyormuş gibi, gözlerimizi
içimize dönük birer aynaya dönüştürdük, sonuçta gözlerimiz, ağzımızla yadsımaya
çalıştığımız şeyleri çoğu zaman hiç sakınmadan gözler önüne serer hale geldi.”
(s.30)
“Ve ağlama yeteneğimizin olması bizim için şanstır,
gözyaşları çoğu kez bizi huzura kavuşturur.” (s.113)
“Dünya burada, bütünüyle içine kapanık bir bütün.”
(s.114)
“Dünya öyle kurulmuştu ki, gerçeğin ortaya çıkması için
çoğu kez önce yalanlarla maskelenmesi gerekiyordu.” (s.143)
“Belki de her şey gerçek kimliğine körler dünyasında
kavuşur.” (s.146)
“İnsanlar arasındaki kavga öyle ya da böyle bir tür
körlüktür.” (s.153)
“Göz belki de insan bedeninin içinde hala bir ruh
barındıran tek uzvudur.” (s.153)
“O en yüksek doyum anı yaşamınız boyunca sürebilse bile
hiçbir zaman tek bir beden olamazsınız.” (s.174)
“Ölmeye yazgılı olduğumuzu doğduğumuzdan beri biliyoruz.
İşte bu yüzden bir bakıma hepimiz ölü doğmuş sayılırız.” (s.224)
“Zamana zaman tanıyın her şeyi çözümlesin.” (s.266)
“Ağlama dedi. Başka ne diyebilirdi, dünya tüm anlamını
yitirmişse gözyaşlarının ne anlamı kalırdı ki?” (s.274)
“Günün birinde gözlerim yeniden görmeye başlarsa,
başkalarının gözlerine çok ciddi bakacağım, gözlerinde o kişilerin ruhlarını
görüyormuşum gibi.” (s.304)
“Hepimizin içinde adını koyamadığımız bir şey var. Bizi
biz yapan o işte.” (s.304)
“Yeteri kadar duyguya sahibiz ama bu duyguları ifade
edecek sözcükleri bir kenara bırakıyoruz. Dolayısıyla da duygularımızı yitirmiş
oluyoruz.” (s.321)
“Örgütlenmek bir bakıma görmeye başlamak demektir.”
(s.325)
“Fethetmek zorunda kaldıklarımızdan çok, kendini bize
kendiliğinden sunanları sahipleniriz.” (s.340)
“İstiyorsanız birbirinizle kafanızın içinde buluşursunuz,
bellek denen şey bu işe yarar.” (s.340)