20 May 2013

Henry Miller - Uykusuzluk


“İlkin kırık bir ayak parmağıydı sorun, sonra kırık bir kaş, en sonunda da kırık bir kalp. Ancak bir yerde de söylediğim gibi insan kalbi çok dayanıklıdır, yok edilemez; kırıldığını ancak belleğinde canlandırabilirsin. Asıl tokadı yiyen insanın ruhudur; ama ruh da güçlüdür, istenirse, eski canlılığı kazandırılabilir ona.” (s.7)

“Umutsuz bir aşk çökmüşse gönlüne sabahın üçünde, özellikle onun orada, yerinde olmadığı kuşkusuna kapıldığında telefon etmeyi gururuna yediremiyorsan, ister istemez içe dönüp kendinle baş başa kalırsın; o anda akrep gibi sokarsın kendini ya da hiçbir zaman postalayamayacağın mektuplar yazarsın ona.” (s.8)

“Azıyla yetinemediğimiz tek şey aşktır. Ve yeterince veremediğimiz de odur.” (s.9)

“Belki de aşık olduğumu sanıyordum yalnızca. Belki de yalnızca açtım, yalnızlık çekiyordum; herhangi birinin oyuncak tabancayla vurabileceği bir hedeftim.” (s.22)

“Yalnızca aşk. Hoş bir ölüm şekli. Ve Japoncası kulağa daha hoş geliyor: Yokuraku oujou.” (s.35)

“Aşk kapısız ve penceresiz bir hapishane olabilir; insan girip çıkmakta serbesttir, ama hangi beklenti uğruna? Şafakla özgürlük de gelebilir, dehşet de. İnsanın sırtında deli gömleği varsa aklın bir yararı olmaz.” (s.40)

“Aşk, gerçek aşk tamamen teslim olmayı gerektirir mi? Hep sorulan bir soru bu. Az da olsa bir karşılık beklemek insana yaraşır bir eylem değil mi? İnsan ille insanüstü bir yaratık ya da bir Tanrı mı olmalı? Vermenin sınırı var mıdır? İnsanın kanaması sonsuza dek sürer mi?” (s.41)