13 Kas 2012

Mary Wollstonecraft - Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi


Dünyadan aşkı atıp yerine aklı oturtmaya çalışmak, Cervantes’den Don Kişot’u atmaya çalışmaya benzer ve sağduyuya karşı işlenmiş bir suçtur elbette, ama bu şiddetli tutkuyu dizginlemeye çalışmak ve daha yüce güçleri alaşağı etmesine ya da anlayış gücüne ait olan asayı eline alıp onu kötüye kullanmasına izin verilmemesi gerektiğini kanıtlamak, bunun kadar vahşi bir suç sayılmasa gerek.” (s.41)

“Zayıf olan bir şeye karşı duyulan koruyucu sevginin dostluğun yerini tutabildiği hiç görülmemiştir.” (s.44)

“Aşkın tahtına nihayetinde ya dostluk ya kayıtsızlık oturur.” (s.46)

“Dünyada yoksunluğunu çektiğimiz şey hayırseverlik değil, adalettir.” (s.110)

“Hayvansı bir iştiha olarak alındığında aşk kendisini tüketmeden uzun süre var olamaz.  Kendi ateşiyle kavrularak ortadan kaybolma aşkın dehşet verici ölümü olarak adlandırılabilir.” (s.112)

“Arkadaşlık önemli bir sevgi türüdür; sevgilerin en yüce olanıdır, çünkü ilkeleri temel almış, zamanla güçlenmiştir. Aşk içinse bunların tam tersi söylenebilir. Aşkla arkadaşlığın aynı yürekte yaşayabildiği nadir görülür: bu duyguları uyandıran kişiler farklı olsa bile, bu iki duygu birbirini zayıf düşürür, yok eder, bu duyguları tek bir kişi uyandırmışsa da, bu ancak sırayla olabilmiştir.” (s.113)

“İnsanın kendi yaşamını kendi güçleriyle sürdürebilmesi bağımsızlığın en uygun tanımıdır.” (s.130)

“Kendi kendisini yönetebilen kişinin bu dünyada korkmasını gerektirecek hiçbir şey yoktur; ama insanın gözünde kendine saygıdan daha değerli bir şey olursa, bunun bedeli son kuruşuna dek ödenecektir. Her değerli şey gibi erdem de yalnız kendisi için sevilmelidir, yoksa yaşamlarımızda yer almayacaktır.” (s.152)

“Kadınların uğruna savaş vermesi gereken imparatorluk değil, eşitliktir. Ama egemenlik alanlarını genişletmek istiyorlarsa da, yalnızca görünüşlerine güvenmemeliler, çünkü güzellik bir kalbi ele geçirmede işe yarayabilir, ama altın çağındayken bile onu elinde uzun süre tutamaz, zihin onu en azından bazı yetilerle donatmamışsa.” (s.155)

“Tutkuların düzenlenip bastırılması her zaman bilgece bir iş değildir. Tersine erkeklerin daha üstün bir yargı gücüne ve daha büyük metanete sahip olmalarının nedeni, kuşkusuz duygularını daha serbest bırakabilmeleri ve sıkça yoldan çıkarak zihinlerini geliştirme fırsatı bulmalarıdır.” (s.164)

“Sevginin kadın için görev olduğu yerde, salt şehvetli patlamalar düşer payına ve asık suratlı bir gururla teslim olunur buna. (Dryden)” (s.177)