Dünyadan aşkı atıp yerine aklı oturtmaya çalışmak,
Cervantes’den Don Kişot’u atmaya çalışmaya benzer ve sağduyuya karşı işlenmiş
bir suçtur elbette, ama bu şiddetli tutkuyu dizginlemeye çalışmak ve daha yüce
güçleri alaşağı etmesine ya da anlayış gücüne ait olan asayı eline alıp onu
kötüye kullanmasına izin verilmemesi gerektiğini kanıtlamak, bunun kadar vahşi
bir suç sayılmasa gerek.” (s.41)
“Zayıf olan bir şeye karşı duyulan koruyucu sevginin
dostluğun yerini tutabildiği hiç görülmemiştir.” (s.44)
“Aşkın tahtına nihayetinde ya dostluk ya kayıtsızlık
oturur.” (s.46)
“Dünyada yoksunluğunu çektiğimiz şey hayırseverlik değil,
adalettir.” (s.110)
“Hayvansı bir iştiha olarak alındığında aşk kendisini
tüketmeden uzun süre var olamaz. Kendi
ateşiyle kavrularak ortadan kaybolma aşkın dehşet verici ölümü olarak
adlandırılabilir.” (s.112)
“Arkadaşlık önemli bir sevgi türüdür; sevgilerin en yüce
olanıdır, çünkü ilkeleri temel almış, zamanla güçlenmiştir. Aşk içinse bunların
tam tersi söylenebilir. Aşkla arkadaşlığın aynı yürekte yaşayabildiği nadir
görülür: bu duyguları uyandıran kişiler farklı olsa bile, bu iki duygu
birbirini zayıf düşürür, yok eder, bu duyguları tek bir kişi uyandırmışsa da,
bu ancak sırayla olabilmiştir.” (s.113)
“İnsanın kendi yaşamını kendi güçleriyle sürdürebilmesi
bağımsızlığın en uygun tanımıdır.” (s.130)
“Kendi kendisini yönetebilen kişinin bu dünyada
korkmasını gerektirecek hiçbir şey yoktur; ama insanın gözünde kendine saygıdan
daha değerli bir şey olursa, bunun bedeli son kuruşuna dek ödenecektir. Her
değerli şey gibi erdem de yalnız kendisi için sevilmelidir, yoksa
yaşamlarımızda yer almayacaktır.” (s.152)
“Kadınların uğruna savaş vermesi gereken imparatorluk
değil, eşitliktir. Ama egemenlik alanlarını genişletmek istiyorlarsa da,
yalnızca görünüşlerine güvenmemeliler, çünkü güzellik bir kalbi ele geçirmede
işe yarayabilir, ama altın çağındayken bile onu elinde uzun süre tutamaz, zihin
onu en azından bazı yetilerle donatmamışsa.” (s.155)
“Tutkuların düzenlenip bastırılması her zaman bilgece bir
iş değildir. Tersine erkeklerin daha üstün bir yargı gücüne ve daha büyük
metanete sahip olmalarının nedeni, kuşkusuz duygularını daha serbest
bırakabilmeleri ve sıkça yoldan çıkarak zihinlerini geliştirme fırsatı
bulmalarıdır.” (s.164)
“Sevginin kadın için görev olduğu yerde, salt şehvetli
patlamalar düşer payına ve asık suratlı bir gururla teslim olunur buna.
(Dryden)” (s.177)