“Uzattığımız saçlarımızı duygularımızı saklamak için
kullandık.”
“İnsan yeni bilgiler edindiğinde duygu durumu değişir.
Duygu durumu değiştiğinde, yüreği de değişir.” (s.21)
“Sezgiye sahip çıktığımızda, yıldızlı göğe benzeriz:
dünyaya binlerce göz aracılığıyla bakarız.” (s.25)
“Sanat önemlidir. Çünkü ruhun mevsimlerini ya da ruhun
yolculuğundaki özel veya trajik bir olayı anımsatır. Sanat, sadece kendimiz
için değildir, sadece kendi kavrayışımızın bir göstergesi değildir. Peşimizden
gelenler için bir haritadır da.” (s.28)
“Derin bir yara iziniz varsa, o bir kapıdır; eski, çok
eski bir öykünüz varsa, o da bir kapıdır. Gökyüzünü ve suyu tahammül edemeyecek
kadar çok seviyorsanız, o bir kapıdır. Daha derin bir hayatı, eksiksiz bir
hayatı, makul bir hayatı özlüyorsanız, o da bir kapıdır.” (s.35)
“Özlemlerimizi ve hayal kırıklıklarımızı gençken olmaya
alıştığımız şeylerin, geçmiş yüzyıllarda bilmeye alıştığımız şeylerin kemikleri
üstüne ve gelecekte hissettiğimiz diriliş üstüne döktükçe, dört ayak üstünde
sağlamca dururuz. Ruh döktükçe yeniden canlanırız. Zayıf bir çözelti, eriyen
narin bir şey olmaktan çıkarız. Hayır, dönüşümün oluş evresindeyizdir artık.”
(s.49)
“Kimi zaman kişinin cesaretlenmesine hiçbir sözcük yardım
edemez. Kimi zaman sadece atlamanız gerekir.” (s.173)
“Bir hayat çok fazla kontrollü olduğu zaman, kontrol
edilemeyecek kadar az hayat kalır.” (s.173)
“Benim için yalnızlık daha çok kendimle birlikte her yere
taşıdığım ve ihtiyaç duyduğumda etrafıma açtığım katlanmış bir orman gibidir.”
(s.329)
“Kadınların gözleri yarattıkça parlar, sözleri seker,
yüzleri hayatla kıpkırmızı kesilir, saçları bile daima ışıl ışıl görünür.
Fikirlerle heyecanlanır, olasılıklarla uyarılır, hakiki düşünceyle ateşlenirler
ve bu aşamada tıpkı büyük nehir gibi, kendi benzersiz yaratıcı yollarında
dışarıya doğru sürekli akmak üzere hareket ederler. Kadınların kendilerini
doymuş ve tatminkar hissetmeleri ancak bu sayede mümkündür.” (s.341)
“Duyguların dengeli bir şekilde değerlendirilmesi,
kesinlikle bir kendine saygı duyma işidir.” (s.393)
“Kişi suskun ve değerli olabilir. İnsan özel arazisini
koruyabilir, sınırlarını netleştirebilir, gerekirse gökyüzünü sallayabilir, ama
bütün bu süre içinde aynı zamanda ulaşılabilir, el altında ve verimli de
olabilir.” (s.401)
“Gözyaşları sizi bir yerlere götüren bir nehirdir.
Ağlamak ruhsal hayatınızı taşıyan geminin çevresinde bir nehir yaratır.
Gözyaşları geminizi kayalıklardan, kuru zeminden çıkararak nehrin
aşağılarındaki yeni bir yere, daha iyi bir yere götürür.” (s.418)