“Yoksa o bir an için bile olsa,
Senin kalbinin yanıbaşında
Olmak için mi yaratılmış?” (İ. Turgenyev)
“-Haydi, başlayın, anlatın hikayenizi.
-Hikayeyi! Ama size kim söyledi benim bir hikayem
olduğunu? Benim bir hikayem yok.
-Bir hikayeniz
yoksa nasıl yaşıyorsunuz?
-Tamamen
hikayesiz. Yani, bizde dendiği gibi, bir başıma yaşadım, yani tamamen yalnız.”
(s.42)
“Hayalperest –ayrıntılı bir tanım gerekirse- insan değil, biliniz ki ortalama cinsten bir
varlıktır. Daha çok erişilmez köşelerde bir yerlere yerleşir, orada neredeyse
gün ışığından bile saklanır. Ve eğer içine kapandıysa da, o köşeye sümüklüböcek
gibi yapışır ya da belki bu açıdan hem hayvan hem de ev olan, kaplumbağa denen
o ilginç hayvana çok benzer.” (s.44)
“Neyin hayalini kuracağım ki, sizin yanınızda böyle mutlu
olmuşken?” (s.55)
“Ve hayalperest boş yere, külleri karıştırır gibi eski
hayallerini karıştırır, o küllerde bir kıvılcım olsun bulmaya çabalar; onu
üflemek, soğuyan kalbini canlanan ateşle ısıtmak ve ondaki daha önceden tatlı
tatlı gelmiş, ruhu huzursuz etmiş, kanı kaynatmış, gözlerden yaşlar akıtmış ve
kendisini görkemli biçimde kandırmış olan şeyi tekrar diriltmek için!” (s.56)
“Tanrı şahidimdir ki hiç, hatta düşüncede bile ona
sadakatsiz olmadım.” (s.87)