28 Ara 2016

Hasan Ali Toptaş - Harfler ve Notalar

“Sana mektup yazmak bugüne kadar aklımın ucundan bile geçmemişti. Geçseydi ve daha önce oturup yazabilseydim, herhalde her iki satırdan birini senin için boş bırakırdım. Ya da senin için, içleri harflerle dolu çeşitli boşluklar yaratırdım sayfaların yüzünde. Senin için de değil aslında, bunu, mektup dediğimiz metnin metin olabilmesi için yapardım. Bir bakıma, seni düşünmeksizin senin için.” (s.7)

“Sana yazmaktan değil, senin için yazmaktan korkarım. Başka bir ifadeyle, senin için yazmakla sana ve edebiyata en büyük kötülüğü edeceğimden korkarım. İşte bu yüzden yazmak için kağıdın üzerine eğildiğimde, yazdıklarım ille de bir yere varacak, bir yeri aşacak ve varıp aşacağı yere ille de bir işaret konacaksa, oraya seni değil, kendimi koyarım ben.” (s.8)

“Sen aklımdan adamakıllı silinir, bir bilinmeyenken hiç bilinmeyen olursun. Zaten, seni olsa olsa sezerim ben, istesem de bilemem. Sen de abartılacak kadar sıradan bir hayat yaşayan bu adamı bilme bence. Çünkü her zaman için sezmek, bilmekten daha iyidir.” (s.9)

“Bir virgül için ölünen bir dünya düşlüyorum.” E.M. Cioran (s.61)

“Hızın değere dönüştüğü bir dünyada, devasa bir hız topu halinde, korkunç bir gürültüyle hep birlikte yuvarlanıp duruyoruz. Hayatımızı hayal edilemeyecek kadar kolaylaştıran tuşların, butonların ve düğmelerin sayısı arttıkça, metrekareye düşen insan sıcaklığı da giderek azalıyor tabii ve artık insanoğlu öteki insanların varlığından uzaklaşıp sadece kendi hızıyla arkadaş oluyor.” (s.64)

“Hiç kuşkusuz zamanı ne kadar hesaplı kullanırsam kullanayım, birçok kitap kalacak öylece; asla okunamayacak. İşin kötüsü, okumam gerektiği halde okuyamadığım bazı kitapların adlarını ve yazarlarını bile öğrenemeyeceğim. Kör noktada kalacaklar çünkü, art arda yayımlanan binlerce kitabın arasında bir şekilde kaybolup gidecekler.
....

Yayımlanan kitapların çokluğunu düşündüm ve kesinlikle hepsini okumak zorunda değilim ama bu durumda okumak istediğim bazı kitaplar bile ister istemez kalacak dedim. Sonra, hiç değilse bazıları kalmasın, ey hayat, bana kör noktamı aydınlatacak bol ışıklı dostlar ver dedim.” (s.78)

“Baylar, yemin ederim her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır.” Dostoyevski (s.148)