“Eğer kalp düşünebilse, atmaktan vazgeçer.” (s.10)
“Geceleri uykumdan uyandığımda, kaderimi çizen görünmez
elleri hissediyorum ara sıra.” (s.12)
“İçinde sadece su içilen bir bardağın dibindeki kalıcı
bir tortu gibi, her sözün altında yaşayıp gidiyor değersiz benliğim.” (s.12)
“Yalnızlık mahvediyor beni; arkadaşlıklar da bunaltıyor
içimi. Yanımda başka bir insanın varlığı düşünme eylemimi sona erdiriyor;
başkasının varlığını, analitik araştırmalarımın hiçbir şekilde
tanımlayamayacağı garip bir dalgınlıkla karşılıyorum.” (s.16)
“Düşünerek yankı ve uçurum yarattım kendime, içimin
derinliklerine inerek de çoğalttım kendimi.” (s.17)
“Yaşamak düşünmemektir.” (s.20)
“Hayat ile aramda ince bir cam var. Hayatı ne kadar
açıkça görüp anlasam da, ona dokunamıyorum.” (s.20)
“Hayat güzeldir ama şarap daha da güzeldir.” (s.32)
“Özgürlük, bir başına kalma ihtimalidir.” (s.37)
“Kendimi arıyorum ama bulamıyorum. Vazoların içinde
temizce dizilmiş krizantem zamanlarına aitim ben. Ruhumdan çiçekli bir süs
yapmalıyım kendime.” (s.47)
“Hissetmeyeceğim şeylerin verdiği ürperti kalbimi yiyip
bitiriyor.” (s.49)
“İnsan ruhu bir uçurumdur.” (s.49)
“Okuyunca özgürleşirim. Nesnellik kazanırım. Kendim
olmaktan vazgeçer, dört bir yana dağılırım.” (s.50)
“Tıpkı lanetli yüce ruhlar gibi ben de daima, düşünmenin
yaşamaktan daha değerli olduğuna inanacağım.” (s.51)
“İnsan hiçbir zaman çok fazla düşündüğü zamanki kadar yoğun yaşamaz.”
(s.53)
“Mutsuz olduklarından haberi olmayan bütün bu insanların
mutluluğunu görünce üzülüyorum. Ve sırf bu yüzden, hepsini seviyorum. Ah, o
sevgili sebzeler.” (s.59)