“Önceleri emperyalizm ucuz ham madde, emek sömürüsü ve
denetlenebilir bir dünya pazarı istiyordu. Bugünse hiçbir değeri olmayan bir
insanlık istiyor.” (s.24)
“Dünya, ancak onu dönüştürme umudu var olduğu ama bu
umudu gerçekleştirme olanağı bulunmadığı zaman katlanılmaz bir hale gelir.”
(s.32)
“Fotoğraflar aslında yakalanmış yaşantılardır ve fotoğraf
makinesi bilincin elde etmeye yönelen uzantısıdır.” (s.70)
“Hayatta da anlam anlık değildir. Anlam, bağlantı kurulan
şeyde keşfedilir; gelişim olmaksızın var olamaz. Bir öykü, bir açımlama yoksa,
anlam da yoktur.” (s.84)
“Hafıza, her biri sonsuza dek ileri doğru hareket eden,
geçmişe dönüşlerden oluşmaz. Hafıza, farklı zamanların bir arada var olduğu bir
alandır. Bu alan onu yaratan ve yayan öznellik açısından sürekli ama zaman
açısından süreksizdir.” (s.116)
“Nerede gömüleceğimi hiçbir zaman aklıma getirmek
istemem. Ama madem ki sordun, yakılmak istiyorum sanırım, güzel bir ağacın
altına serpsinler küllerimi, toprağa yeniden karışma düşüncesi hoşuma gidiyor.”
(s.165)
“Mutlu muyum? Mutluluğun bir hâl olduğuna inanmıyorum
aslında. Mutsuzluk olabilir ama mutluluğu doğası gereği anlıktır. O an bir kaç
saniye sürebilir, bir dakika bir saat bir gün ve bir gece. Ancak bir hafta
böyle gitmesinin mümkün olabileceğini düşünmüyorum hiç. Mutsuzluk ekseriya uzun
bir roman gibidir. Mutluluk fotoğrafa benzer daha çok.” (s.169)
“Ben Jean’ın hiçbir şey aramadığı inancındayım. Bulduğu
bir şey onun aradığı şeydir.” (s.179)
“Düşünmenin sadece açıklık getirmeye yaradığını kabul
etmedim hiçbir zaman; bir boşluğu da doldurur.” (s.209)
“Paylaşmak, insana hakikat duygusunu yeniden kazandırır.”
Platonov (s.212)
“Geleceği görmek için geriye gidiyorum.” Jitka Hanzlova
(s.215)