5 Ağu 2016

Leyla Erbil - Kalan

“Demek ki
Her vakit iki şey arasında bir çatlak oluşabilirdi
Bir boşluk
Ne kadar birleştirmek isteseniz de...” (s.9)

“Evet, sınıfın en zeki ve onlara benzemez kızlarıydık
Biz ikimiz
Rosa’yla ben
Koyundu onlar
Ne olacakları şimdiden belli
Dedim ki sınıf arkadaşlarıma o gün (içimden)
En az beş çocuk doğurun palabıyıklı kocalarınıza...” (s.23)

“Nedir o şey... Bilemediğin... Aradığın hep... Bir gemide olsaydın şu an...
Güvertede rüzgara karşı giden bir geminin güvertesinde denizcilerin tutkulu, kaba şarkısıydı... Ahh açık denizler sonsuzca...” (s.83)

“Hakikat, duran, bekleyen bir şey mi? Hakikat, hayatı kendimizin bir parçası haline getirebildiğimiz şey diyordu Soren. Bırak bu çıkmaz sokaklarda dolaşmayı, dinlen biraz.” (s.91)

“Neden hâlâ hakikatin peşindesin sen be kadın? Hangi hakikatinin? Ama bilmelisin, evet evet insan bilebileceği kadar bilmeli, gidebileceği kadar gitmeli.” (s.162)

“Dünyada hiç kimsenin neden kendi olamadığı üzerine bir kitap yazsam... Bu ülkedeki vicdan yokluğunun nedenini anlatsam... Yanıma sadece şiir kitapları alsam, bütün dünyanın şiirlerini okumak ölene dek sürse...” (s.226)