“Demek ki
Her vakit iki şey arasında bir çatlak oluşabilirdi
Bir boşluk
Ne kadar birleştirmek isteseniz de...” (s.9)
“Evet, sınıfın en zeki ve onlara benzemez kızlarıydık
Biz ikimiz
Rosa’yla ben
Koyundu onlar
Ne olacakları şimdiden belli
Dedim ki sınıf arkadaşlarıma o gün (içimden)
En az beş çocuk doğurun palabıyıklı kocalarınıza...”
(s.23)
“Nedir o şey... Bilemediğin... Aradığın hep... Bir gemide
olsaydın şu an...
Güvertede rüzgara karşı giden bir geminin güvertesinde
denizcilerin tutkulu, kaba şarkısıydı... Ahh açık denizler sonsuzca...” (s.83)
“Hakikat, duran, bekleyen bir şey mi? Hakikat, hayatı
kendimizin bir parçası haline getirebildiğimiz şey diyordu Soren. Bırak bu
çıkmaz sokaklarda dolaşmayı, dinlen biraz.” (s.91)
“Neden hâlâ hakikatin peşindesin sen be kadın? Hangi
hakikatinin? Ama bilmelisin, evet evet insan bilebileceği kadar bilmeli,
gidebileceği kadar gitmeli.” (s.162)
“Dünyada hiç kimsenin neden kendi olamadığı üzerine bir
kitap yazsam... Bu ülkedeki vicdan yokluğunun nedenini anlatsam... Yanıma
sadece şiir kitapları alsam, bütün dünyanın şiirlerini okumak ölene dek
sürse...” (s.226)