“Bütün güzel insanlar özverisizdir. Gövdenin ve ruhun
güzelliğe tutkusu şaşırtıcıydı; akıl, sağduyu, bilinç engel olamıyordu.” (s.16)
“Güney ve Akdeniz çoraktı, artık öyleydi, insan sevmeyi
unuttuğu yerlerde her şeyi çorak görür.” (s.34)
“Aşk, Jane Austen’ın romanlarında kalmıştır yavrum.”
(s.79)
“Sevmek hiçbir şeyi düzeltmiyor. Yeni bir dille, yeni
sözcüklerle, yeni bir şeyi anlatmak isterdim.” (s.137)
“Bütün bu kırık aşklarda kırık hayatları da görmek
olası.” (s.141)
“Bir insan ikide birde geçmişini hatırlarsa, işi
bitiktir.” (s.153)
“Anılar, geri dönülemeyecek yaşantılardır.” (s.203)
“Bütün kararlı insanlar gibi çok hainsin.” (s.234)
“Niçin böylesine ateşle, vebayla sevdiğini düşünüyordu;
ah niçin! Çünkü aşk insanı çıldırtıyor, bütün değerlerini altüst ediyordu.
Karşıdan karşıya geçerek aşk, diye haykırdı, yeryüzünün en karşılıksız
duygusu.” (s.256)
“Yaşam niçin bu denli çiğ ve çıplaktı. İnsan uçsuz
bucaksız bir bozkırda güzelliği arıyordu boş yere. Aşk denilen incelik, soyut
bir kavram olarak bizi o kadar büyülerken, yaşantıya karışınca inanılmaz bir
vahşet ve kaba güç olup çıkıyordu. Hep bir seven bir de sevilen vardı galiba.
Sevenin inceliklerine üst üste kaba gücün çekiçleriyle vuruyordu karşı taraf.”
(s.287)