25 Tem 2016

İrem Nas - Yaş İşler Ustası

“Sözlerin ölümsüz sanılması boşadır.
Susarsanız hepsi ölür, hanımefendi.
Oysa cümleler için yapılmalı en şaşalı ölüm törenleri;
Ölüm törenleri için cümleler yapılmalı sözlerden.
Zira bir cümleyi öldürmek zor meziyettir.
Bir kere öldürdünüz mü, hep öldürürsünüz.
Sahi, siz niye gelmiştiniz?
Sil baştan başlamaya ne hacet; belli ki gücünüz yok.
Söylenmemiş bütün sözler bilir son yollarını;
Siz yolcu edemezsiniz.
Bırakın bir sözü öldürmeyi; bir cümlenin altını dahi çizemezsiniz.” (s.13)

“Ne zaman çıkarmaya dur beni içinden;
Soğuk sulara bas, ateşlere as...
Yürüt tuzunda...
Kuru temizlesinler; götür beni.
Burası is lekesi;
Şurası yanık izleri taburu...” (s.16)

“Yaş işler ustasıyım; tevekkeli değil, acına basıyorum.
En iyi bildiğimin kabak tadı olduğu da doğrudur, üstelik
Sözler dilime değmeden yalan olurlar.
Hem insan yok ki yiyemediğini diline meze yapmasın;
Her körükle gelene öyle böyle yanmasın.
Susunca doğmayan, konuşunca ölen o şeylerin cisimleri
En içerinde dururlar, örtülmeden bırakılmış tüm çekmecelerin.
Bilirim; tevekkeli değil,
Gönlünü şuradan alıp, buraya asıyorum.
Her bıçakla bilenip
Acına basıyorum.” (s.17)

“Keşke sen bir şey söylemeyince
Bu yalan söylemedin demek olsa
Ama öyle olmuyor.
Ama böyle ölmüyor işte içimin sebatsız karpuz filizi.
İç güzelliği en önemli bir şeydir.
Değil mi ki karpuz dediğin sen, ben gibi
Kendi içini yiyen şeydir.” (s.18)

“Eninde sonunda bırakacağım şeyleri tutamam ben.
O yüzden her şeyi aklımda tutarım.
O yüzden en çok kendimi tutarım.
Ama nefesimi tutamam; denedim çocukken.
Ölmeyi merak ettim; olmadı bıraktım.
İnsan nefesini tutabilse, sevmeyi de tutabilir.
Nefesini tutar gibi sever zaten insan.
Bir gün bırakacağını bile bile,
O kadar an...
Her şeyi tutabilir yine de,
Her şeye tutabilir...” (s.25)