5 Haz 2016

Andrey Tarkovski - Mühürlenmiş Zaman

“Şiir, insanlara bütün hayatı boyunca eşlik eden bir felsefedir.” (s.7)

“Genelde anılar çok değerlidir. Bu yüzden olsa gerek, insan her zaman onları şiirsel renklerle süsler.” (s.17)

“Sanatçı, kendisine neredeyse bir mucize sonucu bahşedilmiş sayabileceğimiz yeteneğinin bedelini ödemek zorunda olan bir hizmetkardır.” (s.29)

“Şair, bir çocuğun hayal gücüne ve ruhsal yapısına sahip bir insandır. Hangi dünya görüşünü savunursa savunsun, dünyadan edindiği izlenim dolaysızdır; yani sanatçı dünyayı tanımlamaz, dünya onundur.” (s.31)

“Sanatın amacı, daha çok, insanı ölüme hazırlamak, onu iç dünyasının en gizli köşesinden vurmaktır.” (s.32)

“Özgür olan yalnızca kayıtsızlıktır. Kişilik sahibi olan özgür değildir, aksine kendi damgasının izini taşımak, gereklerine uymak ve esiri olmak zorundadır.” Thomas Mann (s.42)

“Stavrogin: Apocalyps’te melek, bundan böyle zamanın olmayacağını ilan eder.
  Krillov: Biliyorum. Orada bu, yoruma yer bıraktırmayacak açıklıkta yer almış. Bütün insanlar mutluluğa kavuştuğunda da ortadan kalkacak, çünkü artık gerekmeyecek. Çok doğru bir düşünce.
  Stavrogin: Peki ama zamanı nereye saklayacaklar?
  Krillov: Hiçbir yere. Zaman bir eşya mı? Hayır, yalnızca bir düşünce. Zihinlerden silinip gidecek.” (s.43)

“İnsan, öyle bir hatırlama yeteneğiyle donatılmıştır ki kendi sınırlarının farkına yine kendisi varır. Anılar bizi saldırılara açık, acı çekmeye hazır kılar.” (s.44)

“Zaman, insana verilmiş hem tatlı hem de acı bir armağandır. Hayat, var olmak için kendine koyduğu hedeflere uygun bir ruh geliştirmesi için insana tanınmış bir süreden başka bir şey değildir ve insan bu gelişimi gerçekleştirmek zorundadır.” (s.45)

“Geçmiş, bir anlamda, içinde yaşanan zamandan çok daha gerçektir, en azından çok daha dayanıklı, çok daha süreklidir. Şimdiki zaman akıp gider, kaybolur, parmaklarımızın arasından kum gibi kayar. Maddi ağırlığına ancak anılarda kavuşur. Bilindiği gibi Hazreti Süleyman’ın yüzüğüne şu satırlar kazılmıştır: Her şey gelip geçicidir.” (s.45)

“Seyirci aldığı bir sinema biletiyle kendi deneyimindeki gedikleri kapatmaya çalışır, yani bir anlamda yitirilmiş bir zamanın peşini kovalar. Bu sayede, huzursuzluk ve iletişimsizlikle belirlenen çağdaş hayatın yarattığı o manevi boşluğu doldurmayı umar.” (s.70)

“Denir ki sanatsal yaratı, hayatı vs. yansıtmalı. Ne saçma! Hayatı yaratanlar yazarların/şairlerin ta kendileridir, üstelik öyle bir hayat ki bu çapta asla var olmamıştır.” Dostoyevski (s.168)

“Acının kaynağı memnuniyetsizliktir, insanın o an içinde bulunduğu durumla ideal arasındaki çatışmadan doğar. İnsanın gerçek bir Tanrısal özgürlük uğruna mücadeleyle ruhunu güçlendirmesi, mutluluk duygusundan çok daha önemlidir.” (s.198)