“Hayatım benim başkentimdir, hayal gücümün başkenti.”
“Geçmişe sadakatim en tehlikeli, bana en fazla bedel
ödeten özelliğim.” (s.7)
“Duyarlılık zekanın humusudur.” (s.16)
“Kişi, kendisi hakkında düşündüğüdür.” (s.20)
“-Geçmişini bilmek istemiyorum. Bana ağır geleceğini
hissediyorum sanırım.
-Ama dengede
durmaya çalışmıyoruz ki.
-Hayır,
çalışıyoruz.” (s.27)
“Depresyonun altında kaygımı buldum.” (s.42)
“Birinin akıllı olmasıyla ilgilenmiyorum; insanlar
arasındaki her durum, birbirlerine karşı gerçekten insanca davrandıklarında
akıl üretir zaten.” (s.53)
“Bir başka dünya var ama o da bu dünyada.” (Patrick
White’ın Solid Mandala kitabında kullandığı Yeats düsturu) (s.167)
“Bir karakter tamamıyla şekillendirilmiş iradedir.”
(s.182)
“İnsanlar varlar ve gerçekler. Ama hepsi bu kadar. Çünkü
hepsi minimal insanlar, neredeyse etkisiz, neredeyse cansız, hissetmeyen,
düşünmeyen varlıklar. Onlara nasıl düşünmeleri + yaşamaları gerektiğini
öğretmek zorundayım, böylece konuşacak birine, sevecek birine, hayran olacak
birine sahip olabilirim.” (s.217)
“Düşünce asla ağır değil, ona eşlik eden endişe ağır.”
(s.252)
“Dünyanın içine karışmak ahlâki bir düşüş gibi geliyor
bana – bir genelevde aşkı aramak gibi.” (s.270)
“Ve aşk söz konusu olduğunda aşırı acı verici, yok edici.
Sanki kurtlarla dolu olup olmadığını kendime haber verme iznim olmayan bir
ormandan yürüyerek geçmem gerekiyor.” (s.274)
“Umutsuzluk, kişinin acısının tarihinden edindiği bir
sonuçtur.” (s.283)
“Ben kendime aitim.” (s.291)
“Birini sevip yine de düşünebilir miyim, uçabilir miyim?
Aşk bağlı uçmaktır, sürüklenmektir. Düşünce yalnız bir
uçuştur, kanat çırpmaktır. Ne düşündüğümü düşünmem lazım. Ve korkuyorum.”
(s.340)
“Hayatım boyunca konuşacak zeki birini aradım.” (s.350)
“Kimse tarafından derinden üzülemeyeceğim ya da
incitilemeyeceğim bir hayat kurdum kendime.” (s.372)
“Her durumun ölçütü kişinin ona harcadığı enerjidir.
Aşkıma, umuduma o kadar çok enerji yüklüyorum ki kendimi acıma, kayıp hissime
de eşit ölçüde yatırım yapmak zorunda hissediyorum.” (s.386)
“Sıfat, adın düşmanıdır.” Flaubert (s.409)
“Mektubun düşüşü, defterin yükselişi! İnsanlar artık
başkalarına yazmıyor, kendileri için yazıyorlar.” (s.492)