“İçimde kırılmış bir şey var. Ben başkaları kadar kolay
dans edemem, yaşayamam, sevemem. Birlikte yolculuğa çıkarsak, bir yerlerde
düşüp sakatlanacağım kesin. Çünkü bu içsel kırık görünmediği gibi, diğerleri
için inandırıcı da değil. Herkesin görebileceği, anlayabileceği bir yerimi
kırmadan huzura ermeyeceğim.” (s.9)
“Ancak Djuna’nın bugün duyumsadığı saflığın türü daha
farklıydı; insanın kendini adayışından kaynaklanan, daha yüce bir arılıktı bu.
Djuna kendini verdiği zaman kendini arınmış hissediyordu... Paul ise kendini
çektiği zaman.” (s.73)
“Hayalci, sıradan olanı dışlar.” (s.110)