“Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı.” (s.15)
“Aceleyle kaçıp ona sığınmadıktan sonra insan yaşamdan
nasıl zevk alabilir?” (s.19)
“İyi, bir yanıyla rahatsız edicidir.” (s.19)
“Arzularıma gem vuracağım diye arzuluyorum. Arzulara gem
vurmak, ruhundan yayılan sonsuz ışık demetinin rastgele seçilmiş bir tanesinde
etkin olma arzusudur. Eğer çevremde buna benzer yörüngeler çizmek zorundaysam,
yapacağım en doğru şey, hiç harekete geçmeksizin, ağzım hayretten açılmış,
büyük düzeni izlemektir sadece ve bu hareketsizliğin bana kazandıracağı güçten
yararlanmak.” (s.20)
“Almanca’da Sein sözcüğü iki anlama gelir. Var olmak ve
onun olmak.” (s.23)
“Dünyayla arandaki savaşta, dünyanın tarafını tut.”
(s.24)
“Ruhsal evrenden başka bir dünya yoktur; duyular evreni
diye adlandırdığımız şey, ruhsal evrenin kötülüğüdür ve o kötülük dediğimiz
şey, sonsuz ilerleyişimizde bir anın zorunluluğudur sadece.” (s.25)
“Şaşırtıcı hızlarda uçan kuşlar gibi ilerleyen olaylardan
önce ya da sonra yaşanıyor duygular, rüya gibi kendimizle sınırlı ve
kurmacadırlar. Kör gecenin ıssızlığında yaşıyoruz, günün doğuşunu ve batışını
algılamamız, doğuya ve batıya dönebilmemizden.” (s.52)